'19.02.2013'
Öğretmen Adaylarının Sendika Algısı Üzerine Çarpıcı Araştırma
Doç.Dr.Levent Ereaslan'ın öğretmen adaylarının eğitim sendikalarına dönük algılarını içeren ve Türkiye'de ilk kez yapılan bir araştırma raporu
Sendikakavramı köken olarak çok eski tarihlere dayanmakla birlikte, günümüzde ifadeettiği anlamı oldukça yenidir. “Roma ve Yunan hukuk sistemlerinde rastlanan“syndic” terimi bir birliğin (sitenin) temsilini sağlamakla görevli kimseleriifade eder. “Syndicat” terimi ise “syndic”in fonksiyonlarını ve bufonksiyonların uygulanmasını ifade etmek için kullanılmıştır[2].”Sendika kavramının bu temel özellikleri bağlamında eğitim alanı örgütlenmesiincelendiğinde karşımıza eğitim sendikası kavramı çıkmaktadır. Eğitimsendikaları kamuda ve özel sektörde çalışarak eğitim-öğretim faaliyetlerinekatılan öğretmenlerin; çalışma ve yaşama koşullarını iyileştirmek, geliştirmekve dayanışmayı tesis etmek amacıyla kurulmuş sivil toplum örgütleridir.
Eğitimsendikalarının genel olarak amacı; üyelerininortak ekonomik, sosyal, özlük, mesleki, sendikal hak ve çıkarlarını koruyupgeliştirerek, onlara daha saygın bir yaşam düzeyi sağlamayıhedefleyen projeler geliştirmektir. Bu bağlamda eğitim alanındaki sendikalarkamu sendikacılığı yapmaktadır. Türkiye’de eğitim alanında ilk örgütlenme II.Meşrutiyet’in ilan edildiği 1908 yılında kurulan Encümeni Muallim Cemiyetidir. Bu yapılanmayı Muhafaza-yı Hukuk-ıMuallimin Cemiyeti (1908) izlemiştir. Daha sonra, kurulan bu iki dernekbirleşerek Cemiyet-i Muallim adını almıştır. 1911 yılında Mahvel-i MualliminCemiyeti kurulmuştur. 1913 yılında Muallimler Yurdu, 1916 yılında Millî Talimve Terbiye Cemiyeti, I. Dünya Savaşı’nın sonuna doğru da DarulmuallimînMezunları Cemiyeti kurulmuştur.[3]1921 yılında Atatürk’ün desteği ile öğretmenlik mesleğini korumak,öğretmenlerin sosyal statü ve ekonomik durumlarını düzeltmek, geliştirmek veMilli Mücadele’ye destek vermek amacıyla Türkiye Muallimler ve MuallimelerDernekleri Birliği kurulmuştur (Eraslan, 2011) Daha sonra tarihsel süreçiçerisinde (1946-1990) özellikle öğretmen orijinli çeşitli kuruluşlaroluşturulmuştur. Bunlar: Türkiye Öğretmen Dernekleri MilliFederasyonu (TÖDMF-1946), Köy Öğretmenleri DernekleriFederasyonları (1963), Milliyetçi Öğretmenler Birliği (1964), Türkiye İlkokulÖğretmenleri Sendikası (1965), Milliyetçi Türk Öğretmenleri Birliği (1965),Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) (1965), Ülkücü Öğretim Üyeleri veÖğretmenler Derneği (Ülkü-Bir), (1971), Tüm İlköğretim Müfettişleri Derneği(TİM-DER) (1971), Türkiye Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği (TÖB-DER)(1972), Tüm Üniversite, Akademi ve Yüksekokul Asistanları Birliği (TÜMAS)(1975), Hürriyetçi Öğretmenler Yardımlaşma ve Dayanışma Birliği (HÜR-ÖĞRET-BİR)(1975), Mefkûreci Öğretmenler Derneği (MEF-DER) (1975), Eğitim ve Bilim İşGörenleri Sendikası (Eğitim-İş), Eğitimciler Sendikasıdır (Eğit-Sen)[4].
Yasal düzenlemelerin sendikal yaşamıkolaylaştırması bağlamında 2013 yılı itibariyle eğitimbilim işkolunda toplam 28 sendika bulunmaktadır. Busendikalar; EĞİTİM-BİR -SEN (Eğitimciler BirliğiSendikası), TÜRK EĞİTİM-SEN (TürkiyeEğitim ve Öğretim Bilim Kültür Hizmet Kolu Kamu Çalışanları Sendikası), EĞİTİM - SEN (Eğitim ve BilimEmekçileri Sendikası), EĞİTİM-İŞ (Eğitimve Bilim İş görenleri Sendikası), TEÇ-SEN(Tüm Eğitim Çalışanları Sendikası), TEM- SEN (Tüm Eğitimciler ve Eğitim Müfettişleri Sendikası), EĞİTİM HAK-SEN (Eğitim, Öğretim ve Bilim Çalışanları HakSendikası), ÖZGÜR EĞİTİM-SEN (ÖzgürEğitim ve Bilim Çalışanları Sendikası), BİRLİK EĞİTİM-SEN (Eğitim, Öğretim ve Bilim HizmetleriÇalışanları Sendikası), AND-SEN( Anadolu Eğitim Çalışanları Birliği Sendikası),DES (Demokrat Eğitimciler Sendikası), ANADOLU EĞİTİM-SEN (Anadolu EğitimÖğretim ve Bilim Hizmetleri Sendikası), AKTİF EĞİTİM-SEN (Aktif EğitimcilerSendikası) TEG-SEN (Tüm EğitimGönüllüleri Sendikası),EY-SEN (Eğitim Yöneticileri Sendikası),BAĞIMSIZ EĞİTİMCİLER SENDİKASI, (BağımsızEğitimciler Sendikası), BİLGEÇ-SEN(Bilinçli ve Gelişimci Eğitim Çalışanları Sendikası), BAĞIMSIZ EĞİTİM-SEN (BağımsızEğitim Öğretim ve Bilim Hizmet Kolu Kamu Görevlileri Sendikası), BİLGEÇ-SEN(Bilinçli ve Gelişimci Eğitim Sendikası), EĞİTİM SÖZ-SEN (Eğitim ve BilimÇalışanlarının Sözü Sendikası),TÜM EĞİTİM BİR-SEN (Tüm Eğitimciler Birliği Sendikası),EĞİTBİL-SEN (Eğitim ve Bilim Çalışanları Sendikası), ATA EĞİTİM-SEN, (Ata Eğitim Bilim ve Kültür Çalışanları Sendikası),MEÇ-SEN (Milli Eğitim ve Bilim HizmetleriÇalışanları Sendikası), KUVAYIEĞİTİM-SEN (Kuvayı Milliye Eğitim Sendikası),ÇES (Çağdaş Eğitimciler Sendikası),DEMOKRATİK EĞİTİM SEN, (Demokratik Eğitim Sendikası), EÇSEN (Eğitim Çalışanları Sendikası) şeklindedir[5].
Türkiye’de Çalışma ve SosyalGüvenlik Bakanlığı 2012 yılı istatistiklerine göre toplam memur sayısı 2.017.978’dir.Toplam sendikalı memur sayısı ise 1.375.661’dir. Sendikalaşma oranı ise %68.17’dir. Bu sayının büyük bir bölümünü 605.529üye ile eğitimbilim işkolu oluşturmaktadır. Öğretmenlerin ilgi gösterdiği eğitimsendikalarına peki öğretmen adayları ilgi göstermekte midir? “Öğretmen adaylarımevcut eğitim sendikalarını nasıl değerlendirmektedir,” Bu kısa çalışmanıntemel konusu bu sorulardan oluşmaktadır. Öğretmen adaylarına dönük yapılan ve550 öğretmen adayının katıldığı araştırmanın ön verileri bağlamında aşağıda busorulara yanıt aranacaktır[6].
Ön Bulgular
Öğretmenadayları “Sendikalarındemokratik yaşamın vazgeçilmez bir ögesi olduğunu düşünüyorum” önermesine büyükçoğunlukla katılıyorum şeklinde bir görüş belirtmişledir. Bu önemli biryönelimi ifade etmektedir. Öğretmen adaylarının kavramsal olarak sendikakavramına dönük olumlu bir tutum sergiledikleri göreli olarak söylenebilir. Ayrıca“Sendikaların, öğretmenlerin haklarının savunulmasında bir araç olduklarınıdüşünüyorum” önermesine de adaylar büyük oranda olumlu bakmışlardır. Bu sonucu“Sendikalaşmanın öğretmenlik özlük haklarımı koruyacağına ve geliştireceğineinanıyorum.” ve “Sendikalaşmanın, okulda yöneticiler ve öğretmenler arasındagruplaşmaya neden olduğunu (olacağını) düşünüyorum”. Önermelerine olan olumlubakış bu sonucu desteklemektedir.
“Her öğretmenin mutlaka bir sendikayaüye olması gerektiğini düşünüyorum.” önermesi ise yukarıdaki önerme kadarolumlu bulunmamıştır. Öğretmen adayları ile yapılan sözel görüşmelerde deadaylar sendika üyeliği konusunda tereddütlerini ifade etmişlerdir. Aynı şekilde“Bir sendikaya üye olmanın beni tedirgin edeceğini sanıyorum”. “Öğretmenolduğumda bir sendikaya üye olmayı düşünüyorum” önermeleri homojen bir eğilimgöstermemektedir.
Öğretmenadaylarının bu tereddütleri büyük ölçüde sendikaların politik bağlantıları vesiyasi parti ilişkileri ile ilgilidir. Bu bağlantının ileride bir sendikaya üyeolmalarını engelleyebileceğini düşünmektedirler. “Sendikaların, öğretmenleri politik birzemine çekerek taraf olmaya ittiğini düşünüyorum.” ve “Sendikaların,öğretmenlerin siyasi anlayışlarına biçim verdiklerini düşünüyorum.” gibi önermelerede adaylar katılıyorum düzeyinde görüş belirtmişledir. Ayrıca “Genel olarak sendikaların siyasi partilertarafından mesleki ya da yan kuruluşları olarak algılandıklarını düşünüyorum.” ve“ Siyasi partilerin sendikaları bir oy deposu olarak gördüklerine inanıyorum.”,“Sendikaların ideolojik değil mesleki dayanışma temelli olması gerektiğineinanıyorum” gibi önermelere de büyük ölçüde katılıyorum yönelimi görülmektedir.
Sendika üyeliğinin pratik sonuçlarınadönük sorulan “Tayin, terfi ve atamalarda kolaylık görmek için iktidara yakınbir sendikaya üye olmayı akıllıca bulurum.” ve “Öğretmen olduğumda üye sayısı fazla ve güçlü olan bir sendikaya üyeolmayı tercih ederim.” önermesi öğretmen adayları tarafından genelolarak “Hiç Katılmıyorum” ve “Çok az Katılıyorum” doğrultusunda değerlendirilmiştir. Bu olumlubir sonuçtur. Çünkü fayda bağlamında sendikanın kullanılmasına dönük olumsuzbir tutumun bir göstergesi olarak kabul edilebilir.
Öğretmenadayları mevcut eğitim sendikalarına da eleştirel yaklaşmışlardır. Örneğin “Eğitim sendikalarının MEB’in eğitimpolitikalarına ve uygulamalarına yön verdiğini düşünmüyorum,” “Türkiye’deeğitim sendikaları eğitim sistemini geliştirmeye ve problemleri çözmeye dönükişlevsel projeler ürettiklerini düşünmüyorum.”, “Sendika yöneticilerinin sendikal hareketi politikaya atılmakiçin bir basamak olarak kullandıklarını düşünüyorum.”, “Sendika üye aidatlarıve diğer gelirlerinin öğretmenler için kullanıldığını sanmıyorum.”, “Sendikayöneticilerinin görev sürelerinin belirli (sabit) bir sürede olması gerektiğineinanıyorum.” gibi önermelerde bu durum görülmüştür ayrıca öğretmen adayları ileyapılan sözel görüşmelerde de benzer eleştirilere rastlanılmıştır.
Öğretmen adaylarının “Sendikave eğitim sendikaları hakkında yeterli bilgi düzeyine sahip olduğumudüşünüyorum” önermesine ağırlıklı olarak “kararsızım” yönünde bir görüşbelirtmeleri de düşündürücüdür. Bu durumun oluşmasında adayların ilgi alanlarıkadar entelektüel olarak beslendikleri kaynakların ve kurumlarında payı vardır.Yapılan görüşmelerde öğretmen adayları derslerde öğretim üyelerinin sendikageneli ve eğitim alanı sendikal hareketlerden bahsetmediklerini ve ders kitaplarındada bu konuların işlenmediğini bildirmişlerdir. Sonuç olarak öğretmenadaylarının sendikal sürece ilgili fakat aynı zamanda tereddütleri bulunmaktadır.Bu tereddüt genelde siyasi ilişkilendirme ile ilgilidir. Bu bağlamda öneriolarak eğitim fakültelerinde sendikalyaşam konulu dersler ya da bilgilendirici seminerler verilmesi gerekmektedir.Eğitim sendikalarının eğitim fakültelerinde büro açabilmelerini ve kendilerinitanıtıcı çalışmalar yapabilmeleri sağlanmalıdır. Ders içeriklerine ya da ayrıbir ders şeklinde öğretim programlarına sendika konusu eklenmelidir. Elbettebüyük görev eğitim sendikalarına düşmektedir. Nicel olarak çok fazla ve parçalıbir görünüm sergileyen eğitim sendikaları işbirliği içerisinde eğitim sisteminigeliştirmeye ve problemleri çözmeye dönük işlevsel projeler üretmelidir.Böylece hem mevcut eğitim iş görenleri hem de öğretmen adayları sendikalarakarşı daha ilgili ve olumlu olacaklardır.
Doç.Dr.Levent Eraslan
[1] KırıkkaleÜniversitesi, Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi,leraslan@yahoo.com
[2]Rüçhan Işık, Sendika Hakkının Tanınmasıve Kanuni Sınırları, AÜHF Yayınları, Ankara, 1962, s. 73.
[3] Yahya Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, Pegem-A Yayıncılık, Ankara, 2004, s. 262–263.
[4] Levent Eraslan, Sivil Toplum ve Eğitim (ESTK), Ankara,Maya Akademi, 2011, s.242.
[5] Levent Eraslan (2012), “Günümüz Öğretmen Sendikacılığının Değerlendirilmesi”, 21. Yüzyılda Eğitim ve Toplum, 1(1),s..
[6] Levent Eraslan (2013) Sendika AlgıÖlçeği, Geçerlik Ve Güvenirlik Çalışması (Öğretmen Adayları Uygulaması), Ankara.
www.egitimajansi.com