'03.02.2013'
Koncuk, Şubatta Öğretmen Ataması istedi
TÜRK EĞİTİM-SEN GENEL BAŞKANI İSMAİL KONCUK, ATAMASI YAPILMAYAN ÖĞRETMEN KONUSUNA TEKRAR DİKKAT ÇEKTİ; ‘BİRAZ VİCDAN, BİRAZ İZAN’ DEDİ.
Ataması yapılmayan öğretmenler tekrar gündeme gelmiş ve Nabi Avcı’nın gelmesi ile yeni bir atanma umudu içine girmişlerdi.
Sayın Başbakan, Valiler toplantısında, bütçe imkanlarından bahsedince, Bakan Nabi Avcı’da, ‘Şubat’ta atama yok’ diye açıklamayı yaptı.
Nabi Avcı, bir Milli Eğitim Bakanı olarak ataması yapılmayan öğretmen konusunda bir sorumluluk alabilir, bunu hayata geçirebilirdi; ancak o da Başbakan’ı ikna etmek yerine, talimatı uygulamayı daha rahat ve kolaycı bir yol olarak seçti. İsterdik ki, Sayın Nabi Avcı, Başbakan’a şu an görev vermek zorunda kaldıkları 60 bin ücretli öğretmenle eğitim-öğretim faaliyetini yapmak zorunda kaldıklarından, 4+4+4 eğitim sisteminin 100 bin yeni öğretmen ihtiyacı doğurduğundan bahisle, Şubat’ta öğretmen ataması yapılmasının kaçınılmaz olduğundan bahsedebilirdi. Fakat, bunlar olmadı, Başbakan, ‘bütçe imkanı elverişli değil’ dedi, Nabi Avcı’da bu konuda daha ileri gitmeyi uygun bulmadı.
Sayın Nabi Avcı ile ilgili peşin bir hüküm içinde olmadığımızı daha önceki açıklamamızda belirtmiştik. Burada da, aynı umudu koruduğumuzu ifade ediyoruz, ama Nabi Avcı öğretmen ataması ve diğer konularda ısrarcı olabilmelidir. Hiçbir makam sıfır riskli değildir, Milli Eğitim Bakanlığı da risksiz bir makam değildir. Bir takım riskleri göze almadan bakanlık yapacağım iddiasında olanlar, o koltuklarda oturur giderler ve esameleri okunmaz. O halde Nabi Avcı risk alarak, bakanlık yapmayı tercih edebilmelidir. Öğretmen ihtiyacını karşılamak Milli Eğitim Bakanlarına kanunların verdiği bir sorumluluktur, o halde 60 bin ücretli öğretmenle bu sorumluluğu yerine getirmiyorsunuz anlamı çıkmaktadır. Bu 60 bin ücretli öğretmenin yaklaşık 11 bini iki yıllık yüksek okul mezunu ise, ‘bu tablo beni ilgilendirmiyor’ deme hakkınız hiç kalmamış demektir.
Bu sebeplerle Şubat’ta öğretmen atama konusunda Sayın Nabi Avcı bir takım yeni girişimlerde bulunmalıdır. Bütçe imkanı sözleri Sayın Başbakan’ın daha önceki açıklamaları ile çelişmektedir. Kişi başına düşen milli gelirin 2500 dolardan, 10.500 dolara çıktığını, hazinenin tıka basa dolu olduğunu, Türkiye’nin dünyanın 16. büyük ekonomisi olduğunu da açıklayan Sayın Başbakan değil midir? O halde bu kadar büyük ekonomiden ataması yapılmayan öğretmenlerimizin faydalanmaması için hiçbir sebep yoktur.
Siyasi irade; işsiz, umutsuz bırakılan, geleceklerinden gün geçtikçe umudunu kesen bu genç öğretmenleri görmek, ellerinden tutmak zorundadır. ‘Şubat’ta atama yapmayacağım’ ifadesi bir kör inat haline getirilmemelidir, söz konusu ülkenin gençleri, söz konusu ülkenin eğitim öğretimde ihtiyaçlarıdır.
Türk Eğitim-Sen olarak, 350 bin gencimiz adına ülkeyi yönetenlerden bir feraset bekliyoruz. Haklarını arayan bu evlatlarımıza siz sahip çıkmazsanız kim sahip çıkacaktır. Bugüne kadar 36 ataması yapılmayan öğretmenimizin intiharı, olayın vahametini ortaya koyacak kadar büyük bir acıdır. Bu acıyı yüreklerinde duymayanların bu ülkenin yöneticisi olduğunu, vicdanı, izanı olduğunu dahi düşünmek mümkün değildir."