'24.04.2020'
Marmara Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Uygulama-Araştırma Merkezi (MARPAM) Müdürü Doç. Dr. Müge Yukay Yüksel, öğrencilerine sosyal izolasyon döneminde de destek verdiklerini belirtti.
AA muhabirine MARPAM'ın çalışmaları hakkında bilgiler veren Yüksel, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadele sürecinde öğrencilere verilen hizmetleri ve projeleri anlattı.
Yüksel, merkezin Ekim 2017'den beri hizmet verdiğini dile getirerek, üniversiteye yeni kayıt olan, aktif olarak eğitim-öğretim hayatına devam eden tüm öğrencilere, idari ve akademik personele, gereksinimleri doğrultusunda psikolojik danışmanlık ve rehberlik hizmeti vermeyi amaçladıklarını söyledi.
Bu kapsamda bugüne kadar 544 öğrenciye hizmet verdiklerini aktaran Yüksel, "Sonuçlar üniversitemizde öğrencilerin en fazla ihtiyaç duydukları çalışma alanlarının; öfke ile başa çıkma, stresle baş etme, genç yetişkinlik dönemine uyum, iletişim becerileri, kaygı, motivasyon, dikkat dağınıklığı, problem çözme, teknoloji bağımlılığı ve zaman yönetimi konularında yoğunlaştığını göstermektedir. Bunları çözmeye yönelik grupla psikolojik danışma programları, seminerler ve psiko eğitim grupları düzenledik. Burada süreklilik ve değişen sosyal yapıya uyum son derece önemli. Programlarımız da buna göre yeniden şekillenmekte." diye konuştu.
İsteyenlere online danışmanlık veriliyor
MARPAM Müdürü Yüksel, Kovid-19 ile mücadele sürecindeki faaliyetler hakkında bilgiler vererek, şunları kaydetti:
"Öncelikli olarak devam eden danışanlarımıza ulaşıp bu süreçte online hizmet alıp almak istemediklerini sorduk. Devam etmek isteyenlerin danışmanlık hizmetini halihazırda sürdürüyoruz. Bunun dışında Kovid-19 salgın sürecinde ruh sağlığımızı nasıl koruyabileceğimize dair 'Psikolojik Hijyen Rehberi' hazırladık. Bunu hem web sayfamızda hem de sosyal medya üzerinden paylaşarak öğrencilerimize ulaşmaya çalıştık. MARPAM Akran Danışmanlığı Psikoeğitim çalışma gruplarımızı, bu sene ortaya çıkan ihtiyaçlar doğrultusunda MARPAM Akran Danışmanlığı Online Psikoeğitim Destek Gruplarına çevirdik. Önümüzdeki haftadan itibaren akran danışmanı öğrencilerimiz, üniversite öğrencilerimize hazırladıkları 20 farklı konu başlığındaki programlarını uygulayacaktır."
Sosyal izolasyon sürecinde psikolojik açıdan sağlıklı kalmak için öğrencilere tavsiyelerde bulunan Yüksel, zamanı planlamanın bu dönemde çok önemli olduğunu söyledi.
Evde kalmaya devam eden öğrencilere tavsiyeler
Yüksel, öğrencilerin evde kaldıkları günleri planlamalarının önemine işaret ederek, şu tavsiyelerde bulundu:
"Günün boşa geçiyor olma duygusuna izin verilmemeli. Günlük planlarına doğal başa çıkma yöntemleri de eklenmeli. Bunun için ev içerisinde iyi gelen, yapmaktan hoşlanılan, rahatlatıcı aktiviteleri listelemek ve günlük plana eklemek faydalı olacaktır. Sosyal medya kullanım süresi kontrol altına alınmalı. Kendilerine sosyal medyada kalma süreleri belirlemeli ve sürenin sonunda mutlaka uzaklaşılmalı. Tekrar sosyal medyaya dönmeden arada en az iki saat olmasına müsaade edilmeli. Sadece güvenilir ve bilimsel kaynaklardan gelen bilgi ve korunma yollarına (Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü) itibar edilmeli. Sosyal medyada üzücü veya korkutucu haberi bir başkası ile paylaşmamaya özen gösterilmeli. Bu tür haberler başkaları için de korku vericidir ve depresyonu arttırır. Bu süreçte başkalarını da korumaya özen göstermeliyiz. Sürekli haber izlemenin, dinlemenin ve okumanın en büyük stres faktörü olduğunu unutmamak gerekir. Okumalarını kişiyi rahatlatan alanlara kaydırmaya çalışmak daha etkili olacaktır."
Yüksel, destek ve terapi sürecinde son derece dikkatli ve özenli davranmaya çalıştıklarını ifade ederek, "Çoğu öğrencimiz danışma için uygun bir ortama sahip olmadıklarını bildirdikleri için okul başlayana kadar bu sürece ara verdik. Ancak psiko-eğitim gruplarımızı online devam ettiriyoruz. Bu konu ile "@marmara_marpam" adresinden detaylı bilgiye ulaşmak mümkün olabilir." dedi.
Salgın ve sonrasında yaşananların herkes için beklenmedik olduğuna vurgu yapan Yüksel, hayatın normale dönme sürecine ilişkin ise şunları söyledi:
"Gündelik yaşantılarımıza uyum aslında hepimiz için gerekli. Sürekli bazı şeylerin eskisi gibi olmayacağına ilişkin söylemlere şahit oluyoruz. Bu da elbette kaygılarımızı arttırıyor. Bu nedenle tekrar oryantasyon, yani uyum sağlamaya ilişkin programları aktif hale getirmek gerekir diye düşünüyorum. Bizler de hem bilimsel arenada hem de medyada bu sürecin nasıl gelişip kontrol altına alınmasına ilişkin bilgileri takip ediyoruz. Bu bilgiler ışığında yine seminerler ve eğitim grupları bağlamında ihtiyaçlar göz önünde bulundurularak destek çalışmaları yapmayı planlıyoruz."