'01.07.2016'
Ege ve Dokuz Eylül Üniversitelerinde yaklaşan rektörlük seçimleri öncesinde Eğitim Sen tarafından düzenlenen forumda seçimler konuşuldu.
Ege ve Dokuz Eylül Üniversitelerinde yaklaşan rektörlük seçimleri öncesinde Eğitim Sen tarafından düzenlenen forumda seçimler konuşuldu. Forumda, Prof. Dr. Raşit Tükel, İstanbul Üniversitesi deneyimini aktarırken, Ege ve Dokuz Eylül'den söz alan akademisyenler de rektör adaylarının üniversiteyi daha da sermayenin hizmetine sunma noktasında söylemlerde bulunduğunu ve idari personeller ile öğrencilerin sorunlarına değinmediğini aktardı.
Üniversitelerde örgütlü Eğitim Sen İzmir 3 Nolu Şube, yakın zamanda Ege ve Dokuz Eylül Üniversitelerinde gerçekleşecek seçimler öncesi 'Nasıl Bir Rektör? Nasıl Bir Üniversite?' başlıklı bir forum düzenledi. Her iki üniversiteden akademisyenlerin ve öğrencilerin katıldığı forumda geçtiğimiz yıl İstanbul Üniversitesi'nde yapılan seçimlerde en çok oyu halde Cumhurbaşkanı tarafından atanmayan ve şuan da Türkiye Tabipler Birliği'nin başkanlığını yapan Prof. Dr. Raşit Tükel bir çerçeve sunum yaptı.
İzmir Mimarlık Merkezi'nde yapılan forumda Prof. Dr. Raşit Tükel, üniversitelerde yapılanma, akademik özgürlük ve İÜ seçim deneyimlerini aktardı. İlk olarak üniversitelerdeki değişime değinen Tükel, çok uluslu şirketler ilişkilerin geliştirildiğini, hükümetin ekonomik plan ve programına uygun olarak değişimler yaşandığını ve daha çok para için daha çok öğrenci alımı gerçekleştiğini ve harçların katlandığını anlattı.
'SEÇİM SÜRECİNE BÜTÜN BİLEŞENLER KATILMALI'
Nasıl bir üniversite sorusunu da cevaplayan Tükel şunları söyledi "Üniversiteler, demokratik, katılımcı, özgür ve özerk olmalıdır. Üniversiteler, aklın bilimi üstünlüğünü önceleyen, insana değer veren, yönetime katılımın mümkün olduğu, bilim insanlarının değer üretirken bilimsel özgürlük güvencesinin olduğu yerler olmalıdır". İstanbul Üniversitesi'nde seçim deneyimlerini de aktaran Tükel "Rektörlük seçimlerinin sadece öğretim elemanlarının verdiği oylarla değil bütün üniversite bileşenlerinin katıldığı bir süreçte yapılması gerektiğini ifade ettik. İÜ'de rektörlük seçimleri birlikte olmayı özel olarak seçtiğimiz bir alan değildi, bir parçası idi. Bu birlikteliği şu anda daha da geniş bir platformla sürdürüyoruz" dedi.
'DAHA FAZLA PARA KAZANMAKTAN SÖZ EDİYORLAR'
Daha sonra söz alan katılımcılar da seçimlere ve üniversitelere yönelik düşüncelerini dile getirdi. Dokuz Eylül Üniversitesinden Sultan Kavili Arap, çok sayıda aday olduğunu belirterek şunları söyledi "Bir kısmını benim de dinleme olanağım oldu. Gelen adayların tamamı sermayenin istediği üniversite anlayışını savunuyordu. Daha fazla para kazanmak, daha fazla proje üretmek, daha fazla teşvik almak, daha fazla fiziksel yatırımlardan bahsediyorlar ancak bizim değerlere vurgu yapan bir adayla bile karşı karşıya değiliz. Dolayısıyla bu bende bir karamsarlık yaratmıyor değil ancak beraberinde bir soruyu da getiriyor acaba neden bu kadar akademisyenin arasında mevcudu reddeden bir aday yok?".
'İDARİ PERSONEL VE ÖĞRENCİLER UNUTULUYOR'
Yine Dokuz Eylül Üniversitesi'nden Aydın Arı da, rektör adaylarının üniversitenin büyük bir kısmının yükünü taşIyan idari ve teknik personel ile öğrencilerin yaşadıklarını sorunlara değinmediğini vurgulayarak "Bu kesimlerin ciddi problemleri var ve öğretim elemanlarından ziyade bence diğer kesimin, idari, teknik çalışanların ve öğrencilerin işleri aksıyor. Bu kesimin sorunları görmezden geliniyor. Rektörler sadece öğretim görevlilerinden oy almakla kalmıyorlar bütün tasarrufları öğretim üyelerini düşünmek üzerine kuruyorlar. Bu kesimin sorunları ile ilgili rektörlüğe gittiğimizde çözüm için çaba göremiyoruz. İdari personelin görev tanımı yok ve üniversitenin olanaklarının neredeyse tamamı öğrencilere kapalı durumda. Diğer taraftan taşeronlaşma daha da yaygınlaşıyor" dedi.
Evrensel