1. Üniversitelerarası İngiliz Dili, Edebiyatı ve Dilbilimi Kongresi
'03.08.2015'
haber detay
 
SDÜ'de İngiliz Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı ve Yabancı Diller Yüksekokulu tarafından 1. Üniversitelerarası İngiliz Dili, Edebiyatı ve Dilbilimi Kongresi düzenlendi .
 
1. Üniversitelerarası İngiliz Dili, Edebiyatı ve Dilbilimi Kongresi
Süleyman Demirel Üniversitesince (SDÜ)  Üniversitelerarası İngiliz Dili, Edebiyatı ve Dilbilimi Kongresi'nin ilki  gerçekleştirildi. 
 
SDÜ Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Ömer Şekerci, Lütfü  Çakmakçı Kültür Merkezi'nde düzenlenen kongrenin açılışında yaptığı konuşmada,  dünyada yaşanılan tüm sorunların iletişimsizlikten kaynaklandığını, bu durumun  devletler arasında da yaşandığını söyledi. 
 
Dünyadaki sorunların, sosyal ve fen bilimlerinde yapılacak ortak  çalışmayla çözüleceğini ifade eden Şekerci "İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ABD  öncülüğünde kurulan yeni dünya düzeni, ABD'nin askeri ve ekonomik hegemonyasına  dayalı bir düzendir. Ülkelerin gücü, dillerin şekillenmesini de etkiliyor.  Türkiye'nin ekonomik olarak büyümesinin Türkçe üzerinde de büyük etkisi  olacaktır" dedi. 
 
Şekerci'nin konuşmasının ardından videokonferans yöntemiyle kongreye  katılan ABD'li siyasi düşünür ve dil bilimci Prof. Dr. Noam Chomsky, evrimden  geçen dilin 50 bin yıl önce varlığına dair hiçbir kayıt bulunmadığını, birden  ortaya çıktığını kaydetti. 
 
Dilin evrensel bir olgu olduğunu, herkesin öğrenme kapasitesi  bulunduğunu vurgulayan Chomsky, "Şimdiki gençler öğrenmeye, araştırmaya ilgili  değiller. Bu yüzden eğitimde ana nokta, onları motive edecek materyallerin  seçilmesidir" diye konuştu. 
 
Chomsky, Şekerci'nin "Türkiye'nin Peşmerge güçlerine Kobani için  koridor açması girişimi ve bu Radikal tutumunun değişikliğini nasıl  değerlendirdiği" yönündeki sorusu üzerine, yeni dünya düzeninde Türkiye'nin  hayati derecede önemli konuma sahip olduğunu söyledi. 
 
Suriye'deki gelişmeler 
Türkiye'nin gelişmiş modern endüstri toplumunda hem Avrupa hem Asya  ile işbirliği halinde özel bir konumda bulunduğunu, bu durumun ülkeye hem avantaj  hem de dezavantaj sağladığını dile getiren Chomsky, şöyle konuştu: 
 
"Türkiye ciddi kararlar vermek zorunda. Peşmerge kuvvetlerinin  Kobani'ye girişine izin vermek, Türkiye'nin durumu hakkında ciddi bir değişikliğe  neden olmaz. Pekçok Türk analizci de bunu belirtmiştir. Hükümetin konumu,  Suriye'deki Kürtlere karşı olmaktır. Kobani'deki yıkımı izleyen Türk tanklarının  birkaç metre geriden insanları katliamdan kurtarmak için müdahale etmemesi  Türkiye'nin uyguladığı korkunç bir tutumdur. IŞİD'e karşı duran Suriye'deki Sünni  gruplar bozguna uğratıldı ve 700 kişi öldürüldü. IŞİD'in Kobani'yi ele geçirmesi  muhtemeldir. Türkiye açıkça Kürt gruplarıyla işbirliği yaparak bölgede dengeyi  sağlamaya çalışıyor. Bu denge, PKK ile işbirliği yapanları kapsamıyor. IŞİD'e  karşı asıl mücadele PKK tarafından yürütülüyor. Kuzey Irak'ta Peşmerge güçlerini  de IŞİD'den kurtaran büyük oranda  PKK'dır, Yezidi azınlığı IŞİD güçlerinin  yıkımından kurtarmıştır fakat ABD ve Türkiye, IŞİD'e karşı savaşan güçleri  desteklemeyi reddetti. Peşmerge güçlerini Kobani'ye sürmek de bu durumun bir  başka boyutu." 
 
Kürtler arasındaki kargaşanın ateşlenmeye başladığını dile getiren  Chomsky, "Kısa süre önce Türkiye'de şaşırtıcı felaketler olmuştur. 1990'larda  Güneydoğu'da on binlerce insan öldü. Binlerce köy ve kasaba zarar gördü. Türkiye  için 2000'li yılların başında çok önemli gelişmeler oldu. Bu dönemde tekrar  tekrar İstanbul'u ziyaret ettim. Değişimler gözle görülür düzeyde" diye konuştu. 
 
Chomsky, Türkiye'nin Suriye'deki Kürtlere yönelik politikasının yanlış  olduğunu, bu durumun bölgedeki kargaşayı kötüleştireceğini öne sürerek, "Bu  tehlikeli bir gelişme ve değişmesi gerekir. Bunu değiştirmek de Türklere  bağlıdır. Çünkü bunu başka kimse yapamaz" dedi. 
 
Kongre Organizasyon Üyesi İlker Özçelik'in, Chomsky onuruna dil bilim  konferansı düzenlemek istediklerini belirterek, bu amaçla kendisini Isparta'ya  davet etmesi üzerine Chomsky, "Bu tür bilimsel etkinlikler kişiye indirgenmemeli.  Genel bir bütün olarak ele alınmalıdır. Ben dil biliminin kurucusu değilim ancak  ona katkı veren bir bilim adamıyım. Bizler bütün ideolojik 'izm'lerden  kaçınmalıyız ancak bu tür bir fikre kapalı değilim" ifadesini kullandı. 



Bu site bir BMS PROJE iştirakıdır.