'10.03.2014'
Festival Heyecanına Adım Adım
Nisan heyecanı başladı. 33. İstanbul Film Festivali'nin programını açıkladı. 5-20 Nisan arasında 200'ü aşkın filmlik bir seçkiyi seyirciyle buluşturacak festival, konukları, atölyeleri, söyleşileriyle yine seyircinin salonlar arasında mekik dokumasına vesile olacak.
Akbank Galaları:
Belki Oscar’da aradığını bulamadı. Ama işin içinde Steve Coogan, Judi Dench ve Stephen Frears varsa Akademi üyelerine güvenmemiz de gerekmiyor. Coogan’ın yazıp başrolü Judi Dench’le paylaştığı Frears filmi ‘Philomena’sı bu sene ‘Akbank Galaları’ arasında en meraklma beklenenlerden. Sadece festival tanıtım filmindeki sahnelerinden bile heyecanlandığımız yine bol yıldızlı (Tilda Swinton’dan Adrien Brody’e uzanan bir yelpaze) yeni Wes Anderson coşkusu ‘Büyük Budapeşte Oteli’ de öyle. Haliyle biletleri en çabuk tükenen festival bölümü ‘Akbank Galaları’nda yeni Polanski ‘Kürklü Venüs’ de, Jake Gyllenhaal’lu, Isabella Rosellini’li Saramago esinlenmesi ‘Düşman’ da, yine Jake Gyllenhaal’lu Dennis Villenvue filmi ‘Tutsak’ da daha kağıt üstünden insanı heyecanlandıran seçenekler...
Ustalar:
Lars Von Trier’in yeni filmi ‘Nymphomaniac’ı büyük perdede izlemek için son şansımız festival. Sansür engeline takıldığı için izlememize ‘büyüklerimiz’ tarafından izin verilmeyen iki bölümlük ‘Nymphomaniac’ festivalin, ustalara saygı bölümünde. Ne yazık ki sağlık sorunları yüzünden İstanbul ’a gelemeyecek, bu yılın onur ödülü sahibi Polonyalı efsane Andrzej Wajda’nın yeni filmi ‘Walesa’ da bu bölümde. Tabii ki ustalar, bu bölümle sınırlı değil. Volker Schlöndorff’un Fassbinder’i oynattığı Brecht uyarlaması ‘Baas’, William Friedkin klasiklerinden ‘Dehşetin Bedeli’, David Lean’in epiği (Peter O’Toole anısına) ‘Arabistanlı Lawrence’ ve yakın zamanda kaybettiğimiz Alain Resnais’nin son filmi ‘Riley’nin Hayatı’ diğer bölümlerde izleyebileceğimiz usta işlerinden bazıları...
Ulusal yarışma:Altın Lale Ulusal Yarışma’nın bu seneki en öne çıkan özelliği, dünya prömiyerlerinin ağırlığı... Levent Semerci’nin merakla beklenen ‘Ayhan Hanım’ı, Kazım Öz’ün ‘Bir Varmış Bir Yokmuş’u, Esra Saydam ile Nisan Dağ’ın ‘Deniz Seviyesi’, Onur Ünlü’nün ‘İtirazım Var’ı ve Kenan Korkmaz’ın ‘Gittiler’i Altın Lale vesilesiyle ilk kez göreceğimiz filmlerden bazıları. Festival, bu sene Türkiye sinemasının nabzını tutmak için yeni de bir bölüm hazırladı. Yarışma dışı Yeni Türkiye Sineması’nda ilk veya ikinci filmini çeken isimlerin işleri yer alıyor.
Bu İkiliye Dikkat:
Türkiye sinemasının 100. yılı vesilesiyle Yeşilçam klasikleri çok özel bir seçkiyle festival programında. Hem ‘Muhsin Bey’in restore edilmiş versiyonunu seyredeceğiz hem de Engin Ertan, Fatih Özgüven, Selim Eyüboğlu, Umut Tümay Aslan ve Azize Tan’ın oluşturduğu 100. yıla özel ‘Bu İkiliye Dikkat’ bölümünde Yeşilçam tarihini toplumsal cinsiyetten iktidar tutkusuna farklı bağlamlarda değerlendirme olanağı bulacağız. ‘Bu İkiliye Dikkat’ kapsamında eşleştirilen filmler şöyle...
- İstanbul’un Fethi (Aydın Arakon) + Karanlık Sular (Kutluğ Ataman)
- Beklenen Şarkı (Sami Ayanoğlu, Orhon M. Arıburnu, Cahide Sonku) + Mavi Boncuk (Ertem Eğilmez)
- Yalnızlar Rıhtımı (Ö. Lütfi Akad) + Gemide (Serdar Akar)
- Her Şey Çok Güzel Olacak (Ömer Vargı) + Küçük Hanımın Şoförü (Nejat Saydam)
- Fıstık Gibi Maşallah (Hulki Saner) + Kilink İstanbul’da (Yılmaz Atadeniz)
- Beyoğlu’nun Arka Yakası (Şerif Gören) + Sürtük (Ertem Eğilmez)
- Dönüş (Türkan Şoray) + Duvara Karşı (Fatih Akın)
- Arkadaş (Yılmaz Güney) + Eşkıya (Yavuz Turgul)
- Yatık Emine (Ömer Kavur) + Aysel, Bataklı Damın Kızı (Muhsin Ertuğrul)
- Otobüs (Tunç Okan) + Fotoğraf (Kazım Öz)
- Çöpçüler Kralı (Zeki Ökten) + Korkuyorum Anne (Reha Erdem)
- Teyzem (Halit Refiğ) + Uçurtmayı Vurmasınlar (Tunç Başaran)
- Aaahh Belinda (Atıf Yılmaz) + Cazibe Hanımın Gündüz Düşleri (İrfan Tözüm)
- Hamam (Ferzan Özpetek) + Bir Türke Gönül Verdim (Halit Refiğ)
- Mayıs Sıkıntısı (Nuri Bilge Ceylan) + Yumurta (Semih Kaplanoğlu)
- Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak (Ahmet Uluçay) + Bir Tuğra Kaftancıoğlu Filmi (Emre Akay, Hasan Yalaz)
- Babam ve Oğlum (Çağan Irmak) + İki Başlı Dev (Orhan Oğuz)
- Kader (Zeki Demirkubuz) + Kuyu (Metin Erksan)
- Tabutta Rövaşata (Derviş Zaim) + Araf (Yeşim Ustaoğlu)
Polonya canlandırma sineması:İşin görüntü kısmına da müziği kadar kafa yoran Björk’ü 90’lardan bu yana video alanında bu kadar ayrıcalıklı kılan özelliklerinden biri, Disney’dense Doğu Avrupa animasyonlarına duyduğu tutkudur. Bu geleneğe erişim fırsatımız çok olmadığından her fırsatı değerlendirmek peşindeyiz. Polonya - Türkiye arası diplomatik ilişkilerin 600’üncü yıldönümü de bize bu fırsatı veriyor. Festival Polonya’nın animasyon külliyatını örnekleyen 40 kısa metrajlı filmini İstanbullulara sunuyor.
Birinci Dünya Savaşı ve Krizdeki Modernite:
Birinci Dünya Savaşı’nın 100’üncü yılı buralarda hiç ses getirmiyor diye dertlenirken imdadımıza festival yetişti. Almanya’da Weimar dönemi sinemasını konu alan ‘Caligari - Korku Sinemaya Geldiğinde’ belgeseliyle tam da bu dönemden 1929 yapımı Alman filmi ‘Bir Pazar Günü’nün paralel gösterimi, konuya meraklıların ilgisini bekliyor.
NTV Belgesel Kuşağı:
Suriye / Humus’tan devrimci gençlerin portresi (‘Humus’a Dönüş’), daha Hollywood girişimcilerinin abluka altına almadığı haliye efsane bisikletçi Lance Armstrong’un doping hikâyesi (‘Lance Armstrong Olayı’), bu senenin en iyi belgesel Oscar’ının sahibi (‘Yıldız Olmaya Ramak Kala’) ve bazıları için seçkinin yıldızı, Salinger’ın ortadan kayboluşunun gizemli hikâyesi (‘Salinger’)... NTV Belgesel Kuşağı yine belgeselin nasıl basmakalıplardan uzak anlatılara vesile olabileceğini gösteren örneklerle dolu.
Dünya festivallerinden:Sene boyu haberlerini yapıp görmek için sabırsızlandığımız filmlerin bölümü ‘Dünya Festivallerinden’, haliyle festival gözdesi yönetmenlerin takipçilerinin de favorisi... Pawel Pawlikowski’nin ‘Ida’sı, Cristi Puiu’nun ‘3 Oyunculuk Egzersizi’, Hiner Saleem’in ‘Tatlı Biber Diyarım’ı bu tanıma uyan filmlerden bazıları...
Mayınlı Bölge:
Her filminde Tayvan sinemasındaki ‘çıkıntılık’ eşiğini daha da yukarı çeken (dans eden penisler, gördüğü her saati Paris zamanına ayarlamayı amaç edinen saatçiler vs.) Tsai Ming Liang, festivalde en çok hangi bölüme yakışır sorusuna kesin cevap: ‘Mayınlı Bölge’... “Sınırları zorlayan filmlerin” bölümünde bu sene iki Tsai Ming Liang filmi ‘Sokak Köpekleri’ ve ‘Batıya Yolculuk’ gösteriliyor. Bölümün bir diğer filmi, Alexandros Avranas imzalı ‘Şiddet Güzeli’ Yunan Yeni Dalgası’nın halen heyecanını koruduğunu gösteriyor. James Franco ise uyarlanması imkansız denen Cormac McCarthy’ romanından uyarladığı ‘Tanrının Oğlu’nda -seyredenlerin yalancısıyız- yönetmenlikte kendinden beklenenden fazlasını veriyor. Tekinsizlik söz konusu olduğunda es geçilmeyecek bir diğer festival klasiği ‘Geceyarısı Çılgınlığı’nda ise Tarantino tarafından “yılın en iyi filmi” addedilen İsrail yapımı ‘Büyük Kötü Kurtlar’ gösteriliyor.
Uluslararası Yarışma:
Geleneksel olarak diğer sanat dallarıyla sinema arasındaki ilişkiyi konu edinen filmlerden oluşan seçkisiyle ‘Altın Lale Uluslararası Yarışma’ bu sene Ashgar Farhadi’nin başkanı olduğu bir jüri tarafından değerlendirilecek. Ve yine geleneksel olarak bölüm hem yeni keşiflere hem de yıldız yönetmenlerin son işlerini görmeye vesile olacak. Xavier Dolan (‘Tom Çiftlikte’), Danielle Luchetti (‘Mutlu Yıllarımız’), festival konuğu da olacak John Curran (‘Çöldeki İzler’) ikinci gruba giren Altın Lale adaylarından. Anne Odell’in gerçekle kurmaca arasındaki sınırları bir mezunlar buluşması üzerinden bulandırdığı ‘Buluşma’sı, Guillaume Gallienne’in hem annesini hem kendisini canlandırdığı (!) ‘Ben, Kendim ve Annem’i ise ilk gruba girenlerden. Bu arada programı yaparken “biletler hemen tükenecek” diye sadece Akbank Galaları’na odaklanmayın. Nick Cave hayranları, sanatçının 24 saatini anlatan Iain Forsyth ve Jane Pollard imzalı Altın Lale adayı ‘20.000 Days on Earth’ün biletlerini almayı son güne bırakanlara muhtemelen pek şans tanımayacak.
Radikal