'19.02.2014'
Eğitime 'Veli Akademisi' Desteği
Almanya’da Türk kökenli çocukların eğitim sistemindeki sorunlarını çözmek amacıyla bir proje başlatıldı. Ancak bu proje çocuklara değil, velilere yönelik. Veli Akademisi’ni projenin mimarı Prof. Dr. Havva Engin anlattı.
Almanya'daki yoğun nüfusuna rağmen Türklerin okul bitirme, meslek eğitimi ve yüksek öğretime katılım oranları ülkedeki diğer göçmen gruplarına oranla oldukça düşük. Bu konuda araştırma yapan pek çok eğitim kurumu ve uzman, sorunun sadece öğrencilerde ve kullanılan eğitim metotlarında yatmadığını, velilerin eğitime yaklaşımının da belirleyici olduğunu dile getiriyor. Bu tespitten hareket eden Heidelberg Göç Araştırmaları ve Kültürler aşırı Pedagoji Merkezi (Hei-MaT), Baden Türk Okul Birlikleri Dernekleri Federasyonu ile birlikte "Göçmen Türk Veliler İçin Veli Akademisi" adlı bir projeyi hayata geçirdi. Proje, Türk kökenli velileri Almanya'daki eğitimin bir parçası haline getirmeyi hedefliyor.
‘Veliler Alman eğitim sisteminin en önemli ayağı'
Uzun yıllardır bu konuda çalışmalar yapan eğitim bilimci Prof. Dr. Havva Engin, göçün 50'inci yılında Almanya'ya gelen diğer göçmen gruplara bakıldığında bu çocukların eğitim başarısının Türk çocuklarından yüksek olduğunun tespit edildiğini söylüyor. Prof. Engin, söz konusu gruplar içinde İspanyolların başı çektiğini belirterek, bunun nedenlerini şöyle aktarıyor: “İspanyolları bizden ayıran unsur şu: Veliler daha 70'li 80'li yıllarda veli dernekleri içerisinde çok bilinçli bir şekilde örgütlenmişler ve Alman eğitim sistemi hakkında detaylı bilgi edinip bu yönde çocuklarını desteklemişler. Yani Alman eğitim sistemi içinde başarılı olmak istiyorsak, göçmen kökenliysek, ayrıca sosyo-ekonomik alt katmanlardan geliyorsak, veliler olarak bilinçlenmek ve Alman eğitim sistemi hakkında bilgi sahibi olmak zorundayız. Bu, çocuklarımızı destekleyebilmemiz için hayati önem taşıyor.”
Eğitim bilimci Havva Engin, bu doğrultuda kurucusu olduğu Göç Araştırmaları ve Kültürler aşırı Pedagoji Merkezi (Hei-MaT) ve Baden Türk Okul Birlikleri Dernekleri Federasyonu'nun, Türkiye Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'nın malî desteğiyle ‘Göçmen Türk Veliler İçin Veli Akademisi" Projesi'ni başlattıklarını ifade ediyor. Engin, Alman eğitim sistemi içinde en temel unsurlardan birinin veliler olduğunu, bu nedenle Türk velileri de sisteme dâhil etmek istediklerini dile getiriyor: ”Alman eğitim sistemi birinci dereceden veliler üzerinden yürüyor. Bilinçli, haklarını ve sorumluluklarını bilen veliler üzerinden yürüyor. Biz de velilerimizi bu noktaya getirip, çocuklarının başarısından sorumlu ve onların başarılarında tetikleyici rol üstlenmelerini istiyoruz.”
Baden-Württemberg eyaletinde faaliyete geçirilen projenin ilerleyen yıllarda Almanya genelinde yaygınlaştırmayı öngördüklerini söyleyen Havva Engin, velilerin gerekli bilgilere ve materyallere ulaşabilmeleri için internette ‘Veli Akademisi Heidelberg' adlı bir blog oluşturduklarını belirtiyor. Engin ayrıca eğitim fakültelerinde kendi girişimiyle, çift dilde eğitim vermek üzere yetiştirilmiş öğretmen ve eğitmenlerin, eyaletteki okul aile birliği salonlarında ve sivil toplum örgütlerinde ailelere kurslar ve konferanslar vereceğini kaydediyor.
Muslime in Deutschland Schülern aller Konfessionen und Religionen
‘Anadil başarı önünde bir engel değil'
Eğitim bilimci bu bağlamda, projenin en önemli ayaklarından birinin çift dilde eğitim ve anadili olduğunu vurguluyor. Prof. Engin, Türk kökenli velilerin bu konuda kafalarının karışık olduğunu ve sanılanın aksine anadilin Almanca öğrenilmesinde ve okul başarısında bir engel teşkil etmediğini ifade ediyor: “Bu, bilimsel olarak doğru değil. Bizim çocuklarımızın Almancasının ya da okul başarılarının zayıf olması, çok Türkçe konuştuklarından değil, az ve yetersiz Türkçe konuşmaktan kaynaklanıyor. Türkçeyi, anadilini konuşmak bir engel değil. Tam tersine iyi bir anadil düzeyi olan çocuk, başka dilleri de daha kolay öğrenebiliyor.”
Eğitim bilimci, projenin anadili konusunda velilere destek verdiğini ve çift dilde yazılmış kitap ve materyaller sunduğunu belirtiyor. Anadil eğitiminde ailelere büyük görevler düştüğüne dikkat çeken Havva Engin, gelecekte toplumun farklı katmanlarında önemli görevler alacak kişilerin birkaç dil ve kültüre hâkim kişiler olacağının altını çiziyor: ”Bir dil, bir dünyadır' ya da ‘Bir dil bir insandır' diye Türkçe'de güzel bir atasözü vardır. Çünkü bir dili, bir kültürü bilmek büyük bir zenginliktir. Onun taşıyıcısı ve toplum için bir zenginliktir. Bunu vermeye çalışıyoruz. Ve kendisiyle barışık, başarılı bireyler yetiştirebilirsek öyle zannediyorum ki, gelecek için isabetli bir yatırım yapmış olacağız.”
© Deutsche Welle Türkçe
Haber: Özlem Coşkun
Editör: Ercan Coşkun