'15.01.2014'
Türkiye’nin İlk Tablo Restorasyon Bölümü Açıldı
Türkiye’nin ilk tablo restorasyon bölümü Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde açıldı. Öğrencilerini ilk kez bu yıl kabul etti. Yurtdışından gelen ekipmanlarla donatılan bölümde 10 kız öğrenci eğitim alıyor. Öğrenciler, mezun olduklarında Türkiye’nin sanat eserlerini restore edecekler.
19’uncu yüzyılın ikinci yarısından günümüze kadar uzanan döneme ait eserlerin yer aldığı koleksiyon Mimar Sinan Üniversitesi’nde restore ediliyor. Türkiye İş Bankası bünyesinde 800’e yakın sanatçının, 2 binden fazla eseri öğretim görevlileri ve öğrencilere emanet.
Bu sene ilk öğrencilerini alan, tablo restorasyon bölümü Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi bünyesinde 2009 yılında kuruldu. 1.000 metrekare alanda eğitim veren Sanat Eserleri Konservasyonu ve Restorasyonu Bölümü 2012 yılında açılırken 2013-2014 yılında ilk öğrencilerini aldı. İtalya’da yüksek maliyetli ekipmanlarla donatılan bölüme malzeme seçme, satın alma ve kadro süreçlerinin ardından özel yetenek sınavı ile 10 öğrenci kabul edildi. Fen Edebiyat Fakültesi’nde hizmet veren alanda kamera, çelik kapı, eserlerin özel bölümde yer alması gibi yoğun güvenlik önlemleri de dikkat çekiyor. Öğrencileri kızlardan oluşan bölümde, üniversiteliler akademisyenlerle birlikte 19’uncu yıldan kalma sanat eserleri üzerinde çalışıyor.
Akademik bilgi ile gözlem aynı anda veriliyor
Sanat, restorasyon tarihi, desen, renk, kimya, belgeleme gibi derslerin verildiği bölümde eğitim alan öğrenciler, bilimsel alanda çalışmalarını sürdürüyor. Resim deposu, vernik alanı, temizlik-analiz laboratuvarı, desen, çerçeve atölyesi var. Üniversiteliler elini kontrol etmeyi ve sanat eseri üzerinde neler yapılabileceğinin sınırlarını öğreniyor. Eserler üzerinde öğretmenler eşliğinde gözlem yapan, çalışmaları inceleyen gençler ileri dönemlerde daha aktif olarak çalışmalar içerisinde yer alacak. Aynı alanda yer alan Cumhurbaşkanlığı Restorasyon Laboratuvar’ında da zaman zaman öğretmenler eşliğinde gözlem yapabiliyorlar. Öğrencilere eğitimleri boyunca eserlerin belgelenmesi, analizlerinin yapılması, temizliği onarımı, raporunun hazırlanması gibi eğitimler veriliyor.
Avrupa’da yüksek lisans, Türkiye’de lisans bölümü
İş Bankası desteği ile kurulan laboratuvar ortamında çalışan gençler 19’uncu yüzyıldan kalma tablolar üzerinde çalışıyor. Mezun olduklarında ise Türkiye’nin sanat eserlerini onaracaklar. Labrotuvar, belgeleme, akademik kariyer gibi alanlarda iş bulma olanakları var. Avrupa’da daha çok yüksek lisans olarak okutulan bölüm Türkiye’de gelişen sanat ve artan müze sayısı ile birlikte koleksiyon sektöründe istihdam ihtiyacı yaratıyor. Yapılan anlaşmalar doğrultusunda kurum bünyesinde Topkapı Müzesi eserlerinin onarılması planlanıyor. Bölüm ayrıca özel sektörden gelen sanat eserlerinin onarımına da hizmet veriyor.
6 kişilik ekiple hizmet veren Bölüm Başkanı Doç. Dr. Yiğit Ara, yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı, üzerinde titizlikle çalışılan eserlerin restorasyonunun Türkiye’nin sanatsal hayatına katkı yaptığını söylüyor. Avrupa’da Rönesans dönemi ile başlayan restorasyon çalışmalarının ülkemizde yeni başladığını anlatan Yiğit, Türkçe kaynak bulmanın zorluğuna da değindi. İtalyanca ve İngilizce kaynaklardan alınan bilgiler Türkçe’ye çevrilerek öğrencilere veriliyor.
Eğitimin en önemli sırrı sabır
Yiğit, gençlerin başta sabırlı olduklarını, empati, analiz, araştırma duygusu taşıdıklarını söylüyor. Bölüm Başkanı Yiğit Aras, özellikle sanat ve restorasyon dalında çalışanların entelektüel bilgiye sahip olmalarının önemine değiniyor. Öğrencilerin teknik olarak çalışmaya uygun, yabancı dil bilen niteliklere sahip olmaları gerektiğini de anlattı.
Öğrenciler bölüm hakkında ne düşünüyor
İrem Felek: Eserin tarihini yakından inceliyoruz
İleriye dönük bir bölüm. Burada olmaktan çok mutluyum. Çok eğlenceli bir alan. Bir sanat eserinin ne zaman yapıldığını, dönemin özellikleri gibi bilgiler de öğreniyoruz. Önemli yabancı sanatçıların yaptığı eseri görmek, onları incelemek, okumak, onlara dokunabilmek çok farklı bir duygu. Yapılan işlerin arka planını, örneğin çerçevesinin bile ince çizgilerini görmek, attığı imzası yakından gözlemlemek insana kendini özel hissettiriyor” diyor.
Betül Uslusuy ise, “Uygulamalı derslerimiz var. Eserlerin nasıl onarıldığını görüyor, inceliyoruz. Çizim dersleri oluyor. Değişik kimyasal boyaları kullanıyor çok keyifli. Koleksiyonların, hangi tür boylarla yapıldığını, hangi tarihe ait olduğunu, o dönemi daha yakından okumak güzel.
İrem Hakyemez: Sorumluluk hissediyoruz
Düşünsel ve teknik kısımları aynı anda işliyoruz. Tabloların özelliklerini öğretmenlerimizden dinliyor, düşünsel olarak bazen hayal edebiliyoruz. Sanat tarihini okuyoruz. İleride daha fazla deneyim kazanıp alanımı belirlemek istiyorum.
Şule Alabacak: Çok değerli eserleri inceliyoruz
Öğretmenlerimizi izlemek çok güzel bir deneyim oluyor. Çok değerli, 19 yüzyıla ait tabloları inceliyoruz. Arkadaşlarımızla ortak çalışıyoruz. Ödevler veriliyor onları yapıyoruz. Şimdiden bir sorumluluk hissetmeye başladık. Yurtdışına gidip yüksek lisans yapmak ve ülkemde çalışmak istiyorum.
Buse Emiroğlu: Kendimi diğer insanlardan farklı hissediyorum
Kendimi diğer insanlardan farklı özel hissediyorum. İlk defa eserleri yakından tanıyoruz. Osmanlı döneminde, 19’uncu yüzyıldan kalma eserleri yakından görmek, incelemek farklı bir his. Eserleri temizlemek gibi çalışmalara başladık. Laboratuvarlara girip incelme, gözlem yapıyoruz. 10 kız ve herkes iyi anlaşıyor. İleride yurtdışına da gitmek istiyorum. Eğitim alıp Türkiye’ye dönüp ülkemizin sanat eserlerinin onarımına katkı sağlamak hedeflerim arasında.