'20.12.2013'
Güvenli Parklar Tasarlayacaklar
OYUN ALANLARINDAKİ TEHLİKELER PARKLAR NASIL DAHA GÜVENLİ OLUR ?
TAHTEREVALLI-SALINCAK VE KAYDIRAKLAR DAHA GÜVENLİ OLACAK
Yaşar Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Endüstriyel Tasarım Bölümü öğrencileri, çocuk oyun alanlarının daha güvenli ve modern bir yapıya kavuşması için proje başlattı
Büyükşehir Belediyesi ile 11 metropol ilçe belediyesine bağlı 2 bin 151 çocuk parkının bulunduğu İzmir’de, çeşitli bölgelerdeki parklara giden öğrenciler, aileler ve çocuklarla görüşerek şikayetleri dinledi, eksikleri yerinde tespit etti. Öğrenciler, bu tespitlerden yola çıkarak, daha modern, güvenli ve engellilerle her yaştan çocuğun birlikte oynayabileceği parkları oluşturmak için yeni tasarımlar ortaya çıkaracak.
Yaşar Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Endüstriyel Tasarım Bölümü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Mine Ovacık Dörtbaş, olumsuz hava koşullarında çocukların parklardan yararlanamaması sorununu tespit ettiklerini belirterek, “Çocuklar kışın yağmurda, soğuk havada, yazın güneşli havalarda parklarda oynayamıyorlar. Her mahalle ya da bölgede, çocukların bir araya gelip oyunlar oynayabileceği, tasarımla oluşturulan kapalı mekanların olması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.
OYUN PARKLARINI İNCELEDİLER
Endüstriyel Tasarım Bölümü üçüncü sınıf öğrencileri, Tasarım Stüdyosu dersinde, “Yaratıcı düşünüp tasarım metotlarını kullanarak çocuklar nasıl daha rahat ve güvenli ortamlarda oyun oynayabilir” fikrinden hareketle bir proje başlattı. Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Tolga Benli koordinatörlüğünde, Araştırma Görevlisi Selin Gençtürkle birlikte projeye başlayan öğrenciler, oyun alanlarında ve ekipmanlarında kullanılan malzemelerin niteliklerini araştırdı. İzmir’in ilçelerindeki birçok parka giden, eksiklikleri belirleyen, olası tehlikeleri tespit eden öğrenciler, çocuklar ve ebeveynleriyle de görüşerek beklentilerini, memnun olup olmadıklarını sordu.
Birçok parkın güvenlik açısından yeniden düzenlendiğini gördüklerini, ancak hala güvenli olmayan malzemelerden oluşan çocuk oyun parkların da bulunduğunu kaydeden Yrd. Doç. Dr. Tolga Benli, “Yetişkinlerin gözüyle oyun, çocuğun oyalanmasını sağlayan için bir uğraş olarak görülse de çocuklar için oldukça önemli bir aktivite. Bu noktadan hareketle onların vakit geçirmekten en çok hoşlandıkları çocuk parklarını projemize konu olarak seçtik” dedi.
EN ÇOK ŞİKAYET TAHTEREVALLİ, SALINCAK, KAYDIRAK ÜÇLÜSÜNDEN
Öğrencilerin anketinden çıkan sonuçlara göre en fazla şikayetin oyun elemanlarının çeşitsizliği olduğunu söyleyen Tolga Benli, “Oyun alanlarının bakımsızlığı, kırılan oyuncakların yarattığı tehlikeler, parkların yeteri kadar ağaçlandırılmaması, kimilerinin modern çağın gerisinde kalması, çevrelerinde çocukların güvenliği için oyun alanını ayıran bir düzenleme olmaması, mevsim şartlarına göre düzenlenmemeleri genel şikayetler. Ancak en fazla oyun elemanlarının çeşitsizliği konusunda sıkıntı var. Parkların büyük bir çoğunluğu, 2-7 yaş arasındaki çocuklara hitap ediyor. Her parkta tahterevalli, salıncak ve kaydırak üçlüsü yer alıyor. Oysa, küçük yaş grupları rahat ve çevrelerinde yetişkinlerin varlığını hissederek oyun oynamak isterken, daha büyük yaş grupları, süratli aktivitelerden, yüksekliklerden ve daha zorlu parkurlardan hoşlanır. Oyun alanları, farklı yaş grupları için oldukça net olarak bölünmüş alanlardan meydana gelmeli. Ayrıca, parklar, fiziksel aktivitelerden ibaret değildir, aynı zamanda çocukların sosyalleştikleri bir çevredir, dolayısıyla mümkün olduğunca özel ihtiyaçlara sahip ve engelli çocukların da kullanımına uygun olmalı” diye konuştu.
Endüstriyel Tasarım Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Mine Ovacık Dörtbaş ise “Çocukların yaratıcı oyunlara ihtiyacı kadar, güvenli ortamlarda oynamaları projenin en önemli hedeflerinden biri. Yaşadığımız kentlerde, bugün var olan çocuk oyun alanlarının dışında neler olabilir? Onlara oyun oynama haklarını özgürce yaşayabilecekleri oyun elemanlarını nasıl düşleyebiliriz? Engelli çocuklarla birlikte tüm çocukların oynaması nasıl mümkün olabilir? Ya da farklı yaş gruplarına hitabeden oyun parkları kentin çeşitli yerlerine nasıl yerleşebilir? Yetişkinlerin gün içinde bir mola verip dinlendiği, açık alanda çocukların oyun oynadığı alanlar, nasıl herkes tarafından ulaşılabilir? İşte bu sorulara eğitimdeki tasarım becerilerimizle çözümler bulmaya çalışıyoruz” dedi.
KAPALI OYUN ALANLARI YAPILMALI
Alan çalışmasında dikkat çeken bir diğer sorunun da olumsuz hava koşullarında çocukların parklardan yararlanamaması olduğunu belirten Mine Ovacık Dörtbaş, “Çocuklar kışın yağmurda, soğuk havada, yazın güneşli havalarda parklarda oynayamıyorlar. Her mahalle ya da bölgede, çocukların bir araya gelip oyunlar oynayabileceği, tasarımla oluşturulan kapalı mekanların olması gerektiğini düşünüyoruz. Projemizde bu fikir üzerinde de duracağız” diyerek öneride bulundu.
Proje sonunda, farklı yaş gruplarındaki çocukların motor becerilerini geliştirecek ürün grupları ve çevreci, yenilikçi tasarım örnekleri ortaya koymak, onlara bunu sağlarken güvenli de bir ortam sunmak, tüm bu aktiviteleri kullanıcı ebeveyn, üretici-sanayici ve yerel yönetim işbirliğinde gerçekleştirmeye çalışmak amaçlanıyor.
İZMİR’DE 0-14 YAŞ ARASI 780 BİN 670 ÇOCUK VAR
İzmir’de Büyükşehir Belediyesi ile 11 metropol ilçe belediyesine bağlı 2 bin 151 çocuk parkı bulunuyor. Öte yandan, kentte, Türkiye İstatistik Kurumu Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi 2012 verilerine göre, 0-14 yaş arası 780 bin 670 çocuk yaşıyor. Bunların 257 bin 610’u 0-4 yaş arası, 253 bin 401’i 5-9 yaş arası, 269 bin 659’u da 0-14 yaş arası çocuklardan oluşuyor. Metropoldeki 11 ilçede ise 538 bin 380 çocuk yaşıyor. 11 ilçedeki park sayılarına göre, 250.2 çocuğa 1 park düşüyor.