'Öğrencilerin Sorunları Teknik Bir Dille Tartışılmalı'
'08.11.2013'
haber detay

'Öğrencilerin Sorunları Teknik Bir Dille Tartışılmalı'

Rektör Prof. Dr. Laçiner: Öğrencilerin Sorunları Teknik Bir Dille Tartışılmalı

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner, üniversite öğrencilerinin barınma başta olmak üzere pek çok sorunlarının bulunduğunu, bu sorunların siyasi polemiklerin ötesinde daha teknik ve kutuplaştırmadan çözülmesi gerektiğini belirtti.
Öğrencilerin özel hayatlarına karışılamayacağını ve konutlarına dokunulamayacağını vurgulayan Laçiner, “bu tartışmanın sınırları özel hayatın kutsallığıdır. Hiç kimse bir diğerinin özel hayatına karışamaz, konutuna dokunamaz. Zaten tartışılması gereken de bu değildir” dedi.

SORUN, HIZLI BÜYÜMEDEN KAYNAKLANIYOR

Prof. Dr. Laçiner şunları söyledi:
“Türkiye hızla üniversiteleşen bir ülkedir. Bu hız haliyle pek çok sorunu da beraberinde getirmektedir. Milyonlarca gencin hareketi altyapı eksiklikleri ile birleşince sorunlar kaçınılmaz olmaktadır. Bu bağlamda öğrencilerin sorunlarının gündeme gelmesi sevindirici ise de tartışma şekli düşündürücüdür.”
Laçiner öğrencilerin önemli sorunlarından birinin sağlıklı barınma olduğunu söyledi:
“Maalesef eski tip yurtlar çok sayıda öğrenciyi koğuş mantığıyla ağırlıyor, bu da hem sağlıklı değil, hem de öğrencileri yurtlardan soğutuyor. Yeni tip yurtlar ise hem sayıca yeterli değil, hem de özelde pek çok öğrencinin imkânlarının üzerinde bir fiyatla hizmet verebiliyorlar. Öğrenciler ev kiraladıklarında da ciddi zorluklarla karşılaşıyorlar. Kiralar maalesef bazı dönemlerde hem yüksek, hem de öğrenciye ev bulmak kolay değil.”

SOSYAL SORUNLAR GÖZARDI EDİLEMEZ

Rektör Prof. Dr. Laçiner, buna rağmen en büyük sorunun maddi olmaktan çok sosyal olduğunu ifade etti:
“Öğrencilerin sorunları ne yazık ki salt özgürlük ve ahlak sarkacında değerlendiriliyor. Konjonktürel kutuplaşma eğilimi bu konunun sağlıklı bir şekilde tartışılmasına engel oluyor. Hal böyle olunca birbirimizin sözlerini çarpıtabiliyoruz, kamplaşma mantığıyla konuları değerlendirebiliyoruz. Bunu aşmanın yolu ise daha teknik ve daha objektif olabilmek. Siyasileştirmeden öğrencilerin sorunlarına odaklanabilmeliyiz. Elbette konut dokunulmazlığı vardır ve bireylerin yaşamına devlet de dâhil hiç kimse yasaların üzerine geçerek müdahale etme hakkına sahip değildir. Ancak, öğrencilerin psikolojik, sosyolojik ve iktisadi sorunları ile ilgilenmek de gerekir. İnsanların tercihleri onları ilgilendirir. Ancak kitlelerin yaşadığı sıkıntılar ile ilgilenmek de onların özgürlüğüne müdahale değildir. Sadece öğrenciler değil, hızlı değişim nedeniyle toplumun geneli de bu sorunları yaşamaktadır ve eğer bizler bu konuları sağlıklı bir şekilde tartışıp, çözüm bulamaz isek sorunların tahrip gücü fazla olur”.
Öğrencilerin herkes gibi sosyal ve psikolojik sorunlarının aslında belli olduğunu belirten Laçiner şunları söyledi:

“Pek çok öğrenci, evinden uzak bir 4 yıl geçiriyor. Aileden uzak olmanın kişide neden olduğu olumsuz etkiler olabiliyor. Bu da doğal. Kim olsa yaşadığı bir yerden uzakta sorunlar yaşayabilir. Öğrenci ise bu sorunları daha yüklü bir şekilde yaşayabiliyor. Bu durum bize özgü de değil. Batıda buna dönük pek çok önlem alınıyor, öğrencilere destek mekanizmaları oluşturuluyor. Memleket ve aile özlemi sanılanın aksine sıradan bir sorun değil ve ciddi destekleri gerektirebiliyor. Aynı şekilde öğrencilerin yeni geldikleri yerlere uyumu, üniversiteye uyumu gibi pek çok ayrı alanda ciddi çalışmaların yapılması gerekiyor. Türkiye ise bu gibi konuları tartışmakta dahi ciddi zorluklar yaşıyor”.

TARTIŞMAK GÜZEL AMA…

Üniversitenin başlı başına bir kültür olduğunu ifade eden Rektör Prof. Dr. Sedat Laçiner, son 20 yılda 150’den fazla üniversitenin kurulduğunu belirterek şunları kaydetti:
“Bu kadar hızlı üniversiteleşmek hazmetme kapasitesini yer yer aşabiliyor. Konunun tartışılmaya başlaması bu anlamda güzel. Bir de siyasi ve kutuplaştırıcı söylemlerden arınabilirse Türkiye bu tartışmadan ciddi yararlar sağlayabilir.”


ÖZEL HAYAT KUTSALDIR

Laçiner öğrenci tartışmasında tartışılamayacak konuların başında ise konut dokunulmazlığı ve özel hayatın kutsallığı olduğunu söyledi:
“Kişilerin özel hayatı kutsaldır. Ona dokunamazsınız. Konut dokunulmazlığı da tartışılabilecek bir alan değildir. Kişi evinde, hatta özel yaşamında her istediğini yapar. Yasaların yasaklamadığı her şey serbesttir. Kişi reşitse hata yapma özgürlüğüne de sahiptir. Hatta günümüzde 18 yaş altı için dahi özgürlük alanı oldukça geniştir, sorumlu anne-babalık o dönemde dahi daha özgürlükçü bir yaklaşımı emreder. Bunlar tartışmanın olmazsa olmaz sınırlarıdır. Hiç kimse anayasal hakların ötesinde evrensel hale gelmiş bu hakları kimseden alamaz, hatta tartışamaz dahi. Bu tartışmalarda bu nedenle kişiler değil kitlesel gidişat tartışılmalıdır. Nasıl ki evde sigara içmek serbesttir, ama sigara kullanımı bir toplumda birden bire artınca sorundur, tartışılan konuda da bireylere değil, genel eğilimlere odaklanılmalıdır. Ayrıca insanları yargılamadan ve sonuçlardan çok sebeplere odaklanarak çözüm odaklı bir bakış açısı benimsenmelidir
Bu bağlamda aldığınızda öğrencilerin barınma alanında sorunlarının olmadığını, her şeyin güllük gülistanlık olduğunu söylemek doğru olmaz. Elbette öğrencilerin özel hayatlarına karışılamaz, ancak karşılaştıkları sorunlarda onların yalnız bırakılmaları da mümkün değildir. Bu noktada tarafların birbirilerinin sözlerini çarpıtması, içeriğinin dışına taşıması, sözlerine söylemedikleri sözleri eklemesi, konuları hep siyasi bir dille tartışması doğru olmamanın ötesinde faydasız, hatta tehlikelidir de”.




Bu site bir BMS PROJE iştirakıdır.