'05.11.2013'
Her 10 Bebekten 1’i 'Tedavisi Olmayan Kolik Hastalığı' İle Mücadele Ediyor
Ortalama her 10 bebekten 1’inde görülen kolik rahatsızlığı anne ve babaları oldukça endişelendiren bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Anne ve babalar yüzü kızaran, bacaklarını karnına çeken, şiddetle ağlayan bebeklerini ne yapsalar sakinleştiremez.
0-6 aylık bebeklerde görülen ve tedavisi mümkün olmayan rahatsızlık bebeğin doğumundan 2-3 hafta sonra başlayan nedensiz ağlama krizleri ile ilk belirtilerini gösteriyor.
Koliğin nedeni tam olarak bilinmiyor. Sindirim sisteminin tam olgunlaşmaması, bebeğin dış dünyaya adapte olamaması, anne sütünden geçen bazı alerjenlere reaksiyon, annenin fazla kaygılı oluşu gibi sebepler tetikleyici olarak ileri sürülüyor. Anne babaları son derece endişelendiren rahatsızlığın gelişmesinde bebeğin, ana babanın ya da çevrenin etkisi olabiliyor.
Her Bebek Ağlaması Koliğe Bağlı Olmayabilir…
Her ağlamanın kolik olmadığını belirten Via Hospital Group Estevia Boğaziçi Tıp Merkezi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Betül Cengiz; “En sık sindirim sistemi hastalıkları, üriner enfeksiyonlar, kulak iltihapları, inek sütü alerjileri kolik gibi belirtiler verir. Bu nedenle kesin tanı için bebeği doktora götürmek gerekir. Tam bir muayeneden, gerekirse tetkiklerden sonra kolik tanısı konur. Özellikle ateş ve kusma varsa acilen bir uzmana başvurulmalıdır. Bu belirtiler koliğe bağlı olmayabilir. Annelerin yanlış beslenmeleri, fazla katkı maddeli ve gaz yapacak gıdalarla yemesi, sigara ve alkol kullanması, annenin kaygılı oluşu bebeğin koliğini tetikler. Yine bebeğin doymuş olduğu halde her ağladığında açtır diye emzirilmesi, gazının çıkarılmaması da koliğin etkisinin artmasına neden olur. Çevre ısısındaki değişikler de diğer bir neden olarak söylenebilir. Kolik bebeklere uzun dönemde hiçbir zarar vermez ama anne ve babalar için aşılması zor bir durumdur. Koliğin maalesef kesin tedavisi yoktur. Etkilerini azaltmak için doktorun önereceği birtakım ilaçlar ve bitkisel çaylar verilebilir. Ayrıca bebeğiniz anne sütü almıyorsa koliği azaltan formülalarla beslenebilir. Anne sütü alıyorsa buna gerek yoktur. Ağlamalar eğer tahammül edilemez hale gelirse anne ve bebeğe uzman doktorlar tarafından yatıştırıcı bir ilaç önerilir. Ağlama, bacaklarını karnına çekme ve kızarma krizleri genellikle akşamüstleri meydana gelir. Bunun da sebebi tam olarak bilinmemektedir. Süresi bir saat ile birkaç saat arasında değişir. Öncelikle şu kabul edilmelidir ki, her on bebekten birinde görülen bu tablo bir süreçtir ve kesin bir tedavisi yoktur. Kucağa almak, ortam değiştirmek, ninni söylemek, gevşek kundaklama, elektrikli aletlerin çıkardığı sesler(çamaşır makinası, elektrik süpürgesi gibi), karına sıcak havlu koymak, masaj yapmak, bebeği arabayla gezdirmek, anne karnındayken işittiği seslere benzer müzikler dinletmek gibi uygulamalar bebekleri rahatlatabilir. Her bebek farklı uygulamalardan yarar görür. Bazen bir gün yapılan uygulama diğer krizde etkisiz kalabilir. Ebeveynler bu durumdan kesinlikle korkmamalı sabırla nöbetlerin geçmesini beklemelidir.” açıklamasında bulundu.