Üniversiteler için tercihdöneminin başladığı bu günlerde, bakanlıktan sınav sisteminin değişebileceğiüzerine yeni bir açıklama daha yapıldı.
Henüz SBS’nin tam olarak nasıldeğişeceği netlik kazanmamışken, üniversite sınavıyla ilgili değişiklikyapılacağının bildirilmesine hiçbir anlam veremiyorum.
Liseye giriş sınavı olan SBSbilindiği üzere son yıllarda her yeni bakanla birlikte değişikliğe uğradı.Şimdi ise sınavın tamamen kaldırılması için çalışmalar yapıldığı söylenmektedir.Yıl sonunda tek olan merkezi sınavın yerine, yıl içinde girilen tüm derslerinsınavlarından en az birinin merkezi olması, başarılı liseler için ayrıca birsınava girilecek olması SBS’nin kaldırılması olarak nasıl algılanabilir bilmiyorum.Sistemin başarılı olup olmayacağını hep birlikte göreceğiz. Bir sistem teoridene kadar başarılı gözükürse gözüksün eğer pratikte sistemi başarıya götürecekolan uzman personel, altyapı, iyi hazırlanmış ve önceden pilot ölçekte denenmişiyi bir plan gibi aşamaları tam ve yeterli değilse başarısız olmaya mahkumdur. Unutulmamalıdırki başarısız olacak olan sadece bu yeni sistem olmayacaktır. Bu sistemlebirlikte liselere girmeye mücadele eden öğrencilerin hayalleri, hayatları dabir bakıma sistemin başarısız olma durumunda etkilenecektir. Bu yüzdendir kimilyonları etkileyebilecek değişimlerden önce sonuçların istatistiksel olarakdeğerlendirilmesi için küçük pilot uygulamalar yapılmalıdır.
Sayın bakanımız bir akademisyenolduğu için pilot ölçekli uygulamaların önemini çok iyi bilmektedir muhakkak.Bizler, bilimsel çalışmalar yapanlar, fikrimizi, deneylerimizi ilk önce laboratuvar koşullarında ya da bellibir miktar denek yardımıyla test eder ve sonuçları gözlemleriz. Bu denemelersayesinde deneyin/fikrin olumlu ve olumsuz taraflarını bulur, olumlu yönleriniarttırıcı, olumsuzlukları giderici çözümler üretir tekrar deneriz. Bu yöntemleen verimli sistemler geliştirilir. Tüm buluşlar, fikirler bu şekilde önce küçükölçekte yapılır, denenir daha sonra gerçek ölçeklerle çalışılır. Ama ne yazıkki bizim milli eğitimimizde önce büyük ölçekle çalışılıp hatalar tüm ulusbazında yapılıyor. Doğrusu tabi ki bilimsel olanıdır. Karşı çıktığımız sistemdeğil, yürürlüğe sokulma şeklidir. Madem bu sistem uygulanmak istenmektedir, enaz bir-iki yıl birkaç okulda denenerek sonuçlar alınmalı ve daha sonra ulusalbazda uygulanmalıdır.
***
Henüz başarılı olup olunmayacağıbelli olmayan bu modelin üniversite sınavlarında da uygulanacağının söylenmesiise sadece lise öğrencilerini ve velileri strese sokmaktan başka bir işeyaramaz kanımca. Bundan önce de açık uçlu sorular gibi pek çok sisteminspekülasyonu yapılmıştı. Artık hem velilerin hem de öğrencilerin adına ricaediyorum: Lütfen, düşündüklerinizi hemen söylemeyin. Uygulanabilirliğini biraraştırın. Plan-proje hazırlayın. Gerçekten aklınıza yattıysa ve kesinsekamuoyuyla paylaşın.
Bence tüm bunların asıl kaynağı ülkemizdeeğitimle ilgili yanlış noktaya odaklanılmasıdır. Sınavları kaldırmak sonyıllarda odaklanılan konu olmuştur. Neden sınavın kaldırılmasının bu kadarönemli olduğu bir türlü kavramış değilim. Dünyadaki gelişmiş ülkelerebaktığınızda hepsinde sınav var. Amerika’da sınavsız Harward’a giriliyor mu? Yada İngiltere’de Oxford’a? Hayır . Sınav bir eleme sistemidir. Hele de bizimgibi eğitimi yerlerde sürünen bir ülke için olmazsa olmazdır. Sınav aslındasadece öğrenci hakkında bilgi vermekle kalmaz, öğrencinin öğretmeni, okulu,hatta velisi ve sistem hakkında dabilgiler verir. Bu veriler ölçme ve değerlendirme uzmanlarınca incelenipyorumlanmalıdır. Ayrıca sınav herkese eşit olarak yapılır, mülakaat gibi şahsiçıkar ilişkileri, ego tatminlerinden uzak, objektif bir değerlendirme şeklidir.
Sınav için, her yıl milyonlarcaçocuk dersanelere, özel derslere koşturduğu halde, üniversite sınavlarındakidoğru sayıları ortadadır. Bir de sınavlar kaldırılırsa sistemin hepten çökeceğikanaatindeyim. İşte son 3 senenin üniversite sınavlarında doğru olarak çözülensoru sayıları:
Yukarıdaki grafiğe göre, toplam 50 sorudan oluşan matematiktestinde öğrencilerin çok büyük bir kısmının 6-10 doğru cevap verdiğigörülmektedir. 50 matematik sorusundan tamamına yakınını çözenler neredeyse yokdenecek kadar az.
***
Aynı durum fizik soruları için de geçerli. Bu grafikten deanlaşılacağı gibi 30 soruluk fizik testinde öğrencilerin çoğunluğu 5-10 doğrucevap aralığındadır.
56 soruluk Türk Dili ve Edebiyatı testlerinde çoğunluk 20-35aralığındadır. Bu soruların hepsi müfredat sorusudur. Yani kanunen müfredatdışı soru sorulamayacağı için çocuklarımızın hepsinin okullarda gördüğü (enazından varsayılan) konuların soruları. Yani başka bir gezegenden falan alınmışdeğiller.
Yukarıdaki grafikler üniversitesınavına hazırlanan öğrencilerin doğru olarak cevaplandırdıkları sorusayılarını gösteren ÖSYM grafikleridir. Yani sınava bizzat hazırlanmış olançoğunluğun durumu ortadadır. Odaklanılan “sınavın kaldırılması” konusu yerine” eğitimin iyileştirilmesi” düşünülmesigereken asıl konudur. Kimse “Eğitim kalitemizi nasıl arttırırız?” diye kafa yormamaktadır.Çünkü bu uzun bir yoldur, öyle birkaç ayda olmaz. Ulusal bir eğitim iyileştirme politikası çokuzun yıllar süreceği ve sonuçların da kısa vadede alınamayacağı için oykazanmada kullanılamayacaktır. Bu ne yazık ki bundan önceki hükümetlerde de şimdide bu şekilde görülmektedir. Milli eğitim sistemimizin uzun vadedeiyileştirilmesi için gereken önlemler alınmadığı taktirde kişisel projelerin denekleriçocuklarımız olmaya devam edecektir.
Sınavların kalkması ya daöneminin azalması ancak, Hakkari’de okuyan çocukla Ankara’da okuyan çocuğunarasında ders işlenişi, öğretmen kalitesi, eğitim ortamı gibi eğitim-öğretimbileşenlerinin hepsinin eşit olması durumunda gerçekleşecektir. Aksi taktirdene dersanelere talep , ne de iyi okullarda okuyan öğrencilerin avantajlarıazalır. Olan yine sistemi hem bilgisizlikten hem de maddi olanaksızlıktan takipedemeyen öğrenciye olur.
Dr. Feyza YILMAZ
Uzm. Eğitim Danışmanı
EĞİTİM AJANSI