'03.06.2013'
“Öğrenci Kıyafetlerine Ara Çözüm Buldum”
Gelecek öğretim yılı için, devlet okullarında öğrencilerin kıyafetleri konusundaki belirsizlik devam ediyor. Yönetmelikle, demeçler uyuşmadığında kafa karışıklığı kaçınılmaz oluyor. Bakanlığımızın zaman daralırken bu konuyu bir an önce netleştirmesi gerekiyor.
Mevcut durumda, özel okullar velilerin istekleri doğrultusunda belirledikleri okul
kıyafetlerine devam edebilecekler. Devlet okullarında ise yönetmelik serbest derken çıkan
tartışmalar nedeniyle aynı uygulamanın devlet okulları içinde geçerli olabileceğini sayın
bakanımız söylemişti. Ancak bu uygulama demeçle değil yönetmelik değişikliği ile olabilir.
Serbest kıyafetle ile ilgili tartışmalar hep güvenlik, zengin-fakir ayrımı ve okul disiplini
çerçevesinde dönüp durdu. Bu zaman diliminde velilerin de benzer kaygılar taşıdığını gördük.
Öğrenci kıyafetlerinin; siyah önlükten mavi önlüğe, mavi önlükten kolej tipi okul kıyafetine
olan yolculuğunda geldiğimiz noktada artık tamamen serbestlik konuşuluyor. Ancak görünen
o ki arada bir aşama daha olması gerekiyor.
Buradan hareketle hem serbestliğe giden yolu kapatmayacak hem de bütün kaygıları
giderecek bir ara yol olarak; mevcut okul kıyafetlerinin okul armalarını taşıyan üst giyimi,
yazlık-kışlık tişörtleri, bir süreliğine daha giyilmeye devam etsin; ayakkabı, pantolon, etek,
ortaokul ve liselerde başörtüsü gibi diğer kısımları öğrencilerin ve ailelerin tercihine ve
imkânlarına bırakılsın. Böylece okulların kurumsal kimliği korunmuş, kaygılar giderilmiş,
öğrencilere ve ailelere sebebi ne olursa olsun tercih hakkı tanınmış olacaktır. Zaten öyle değil
miydi, eskiden ilkokulda siyah önlüğün altına istediğimiz pantolonu giyebiliyorduk.
Öğrenci, öğretmen ve velilerime bu uygulamayı anlatarak geçen hafta pilot
uygulamasını okulumda yapmaya başladım. Her şey yolunda gidiyor. Öğrencilerinizin
karşınızda kuru bir kalabalık değil, bir birey olduğunu hissediyorsunuz. Özel okullara tanınan,
velilerin yüzde altmışının tercihi ile kıyafet belirleme hakkı, söylendiği gibi devlet okullarına
da yönetmelik değişikliği ile tanındığında, yapılacak üç tercihli bir anketle bu uygulama
gelecek yıl hayat bulur.
Çeşitli nedenlerle insanların tercihlerine ve serbestlik taleplerine karşı durmakla,
yasak koymakla bu talepler hiçbir zaman yok edilememiştir sadece geciktirilmiştir.
Günümüzde bu tür talepleri geciktirmek bile bir insan hakkı ihlali olacaktır. Kaygıları da
gidererek kişisel tercihlerin önü sonuna kadar açılmalıdır. Yeter ki biz kafamızdaki sınırları
genişletelim, bir birimizi anlayalım ve saygı duyalım.
Talat YAVUZ
Eğitim Bir Sen İstanbul 4 No'lu Şube Başkanı