MEB TEOG Sınavı İle Neyi Ölçer?
'05.02.2014'
haber detay

MEB TEOG Sınavı İle Neyi Ölçer?

TEOG’un esas amacı nedir, bu sınavla asıl varlığı aranan, ölçülmeye çalışılan kriterler nelerdir?

''Bu nokta gözden kaçırıldığında, işte böylesi bir kaotik ortam ve düşünsel karışıklık ortaya çıkıyor anlaşılan. Kısaca MEB’in liseye geçişte, ilköğretim 8. Sınıf öğrencilerinin gidecekleri liseleri, sınava giren öğrencilerin “akademik kazanım” performanslarının ölçme-değerlendirmesine yönelik bu sınavla belirlemesi değil midir asıl amaç? Eğer amaç gerçekten de bu ise o halde yapılacak sınavın da, bilimsel olarak doğruluğu tartışmadan uzak; verilecek cevabın sübjektif kişisel bakış açısı ve değer yargılarına göre farklılaşmayacağı; objektif değerlendirme ile ulaşılabilecek tek doğru cevabı bulunan sorulardan oluşması gerekmez mi?

Gerçekten amaç eşit, adil, hakça bir ölçme-değerlendirme yapmak ise o halde, şans faktörünün etkisinin de yok sayılacak ölçüde minimum seviyeye indirgenmesi gerekmez mi? Bu husus ise sınava giren tüm çocukların, sınava dâhil tüm derslerde, aynı konulardan, aynı hatasız sorularla ve aynı koşullarda sınava girmelerini gerektirmez mi? Yanlış yanıtların doğru yanıtları götürmemesi; bilimsel olarak doğru yanıtı bulunmayan sorulara verilen herhangi bir yanıtın doğru kabul edilmesi gibi uygulamalar, şans faktörünün iş başında olması anlamına gelmez mi? Ayrıca teknolojik gelişmelerin ulaştığı noktayı da dikkate alarak, kopya çekilmesine mahal vermemek için sınav salonlarında alınacak güvenlik tedbirleri konusunda daha ciddi olunması gerekmez mi? (Bu “sınav güvenliği” konusunda belki de eskiden olduğu gibi, çocukların kendi okulları haricindeki okullarda, önceden tanışmadıkları öğrenci ve sınav gözcüleri eşliğinde sınava girmeleri en doğru yöntemdir.) Bu yıl ilki yapılan TEOG’da bütün bu hususların ne ölçüde gözetilmiş olduğunu ve bunun sonuçlarını herkes kendisine göre takdir eder şüphesiz. Fakat en azından, “TELAFİ SINAV”I gibi DÂHİCE BİR BULUŞUN -puanlama konusunda- ortaya çıkarmış olduğu eşitsizlik ve adaletsizliğin dahi, bu sınavda şans faktörünün ne ölçüde etkin olduğu hususunda, olaylar arasında “nedensellik rabıtası” kurabilme becerisine sahip her insana bir fikir verebilir. Yani ilk sınava giren öğrencilerin, gerek girdikleri sınavdaki hatalı sorular yüzünden, gerekse bu sınavın iptal edilen sorularından kaynaklı puanlama haksızlığı nedeniyle, TELAFİ SINAVINA GİRENLERE KIYASLA DAHA ŞANSSIZ olduğu inkâr edilebilir mi? Genel olarak şans faktörüne bağlanabilinecek BÜTÜN BU HUSUSLARIN TEFERRUAT OLDUĞUNU ZANNETMEK, gerçekle bağdaşır mı? Şans faktörünün hemen her yönden ve bu ölçüde etkin olduğu bir sınav uygulaması ile zaten MEB, bu sınavın asıl amacı ile çelişkiye düşmüş olmakta değil midir? İşte bütün bu fahiş hukuksuzluklar açıkça göz önünde duruyorken, MEB’den sadece ilk sınavdaki bir-iki soruyu daha iptal etmesini ve ilk sınava girenler aleyhindeki puanlama haksızlığını düzeltmesini beklemek, MEB’e aslında“Tut kelin perçeminden!” demek olmuyor mu? MEB hiçbir itiraza kulak asmadan sonuçları açıkladıktan ve üzerinden neredeyse iki haftaya yakın bir zaman geçtikten sonra, MEB’den pansuman tedbirlerle mevcut hukuksuzlukları tümüyle gidermesini beklemek gerçekçi bir beklenti midir? Kaldı ki şu durumda MEB’in bunu yapması da, sınavı tümden iptal ederek yeni ve herkesin içine sindirebileceği düzgün bir sınav yapmaya karar vermesinden daha da imkânsızdır; bu hem teknik hem de politik olarak mümkün gözükmemektedir. Bu bakımdan TEOG mağdurları için, bu sınavın haiz olduğu tüm hukuksuzlukları yargı önüne taşıyarak “sınavın tümden iptalini” istemek ve kesin bir karar verilene kadar da “yürütmesinin ivedilikle durdurulmasını” talep etmek dışında başkaca çözüm yolu bulunmuyor ne yazık ki! Burada mahkemece verilecek herhangi bir kararın, ikinci aşama sınav üzerinde de büyük bir etkisi olması kaçınılmazdır. Bu sınavdaki hukuksuzluklar, şöyle veya böyle kabullenilirse, bundan sonraki sınavların sıhhati ve adaletinin ölçüsünü varsın düşünsün herkes.''

TÜM ŞİKAYETLER İÇİN TIKLAYIN!

 




Bu site bir BMS PROJE iştirakıdır.