'28.08.2013'

Eğitim Sistemi Velileri de Bezdirdi!

İşte bir velinin eğitim sistemi hakkında çarpıcı yorumları;

 'MEB eliyle yapılan haksızlıklar'

 
''Sayın Güçlü,
 
Size bütün veliler adına teşekkür diyorum. Köşenizde bizim sorunlarımızı ile getirmekten yorulmuyorsunuz.
Eğitim ve öğretim ülkemizin öncelikli sorunudur ve bu sorun giderek büyütülmekte ve içinden çıkılmaz bir hal almaktadır. Velinin öğretim düzeyi ne olursa olsun konu kendi çocuğu ise, olaya subjektif bakmaktan kendini alıkoyamaz. Ancak, kendimi olabildiğince bu duygudan arındırarark söyleyebilirim ki, çocuğum gerek okulundaki öğretmenlerden gerekse MEB'ndan daha akılcı ve objektif. Bir ortaokul öğrencisinin olaylara biz velilerden ve yönetenlerden daha akılcı bakması sevindirici ancak, çocuğun kendi geleceği açısından karamsar olması üzücü.
 
Benim kızım bu yıl SBS'ye girdi ve sistemin ilk tokatını kendi değerlendirmesi ile yedi. Benim çocuğum ilkokul 4. sınıftan bu yana (4,5,6,7,8) okul birincisi olarak okulu tarafından takdim edildi. Ancak okul birincisi olarak okulu bitiremedi. Çünkü, ortaokul son sınıfta özel okuldan gelen iki öğrencinin 6 ve 7. sınıf notları 100 olduğundan benim kızım 8. sınıfların birincisi olmasına karşın, not ortalamasında bu öğrencileri geçemedi ve okul üçüncüsü olarak mezuniyet töreninde kürsüye çıkarıldı. Özel okuldan şişirilmiş notlarla gelen bu 100'lük öğrenciler (bu çocukların bir suçu olmadığını da hemen belirtmek gerek) 8. sınıfta kızımı geçemediler ancak, ana sınıfından bu yana okulun öğrencisi olan kızımın elinden birinciliği aldılar. Bu sistem çocuğuma ilk haksızlığı tattırdı. Okulu içselleştirmemiş özel okul öğrencilerine öncelik verilmesi ve kürsüde onların isimlerinin lanse edilmesi adalete olan inancını sarstı ve okulunu öğretmenlerinden ve yöneticilerden daha çok sevdiğine kızdı. Çünkü şu sorunun yanıtını bir türlü bulmakta güçlük çekmektedir. Her yıl birinci oldum ama niçin okulu birincilikle bitiremiyorum?
 
Deyim yerinde ise, ikinci tokatı SBS sonuçlarında yaşadı. Kızım SBS'ından 1 yanlışla çıktı. Birde sosyal sorusunda boş bırakmış. Herkesin çok ağır sorular olduğuna inandığı bir sınavdan başarıyla çıkmıştı. Ama ortaöğretim ortalaması 97 civarında olduğu için sınav sonucunda çocuğumu alt sıralara çekti. 3 yanlışı olan öğrenciler sıralamada çocuğumun önüne geçti. Hiçbir öğretmenden not yükseltilmesini talep etmedik. Çocuğumuza güvenmekle yetindik ve öğretmenlerin adil olacağına inandık. Ama bu sistemde öğretmenlerin başarılı öğrencilerin notlarını yükseltmemekle ne kadar haksızlık yaptıklarına tanıklık ettik. Çünkü özel okullar kendi adlarını duyurma adına ve bunun yanında sistemin boşluğunu gören öğretmenlerin kendiliğinden başarılı öğrencilere yardım yaptığını görmemek için kör olmak gerek.
 
Sonuçta ne oldu derseniz, çocuğumun ne MEB'na ne de öğretmenlere güveni var. Biz ne yaptık, özelokul fikrine karşı çıkan ve eleştiren ebeveynler olarak- çocuğumuzu tam burslu bir özel okula kaydettirdik. Bundan ne biz ne de çocuğumuz mutlu. Buradan bir not düşmekte fayda olduğunu düşünmekteyim. Gezi eylemlerine katılan ortaokul ve lise öğrencilerinin yoğun katılımının nedeni, eğitim ve öğretimin kaotik bir sistemle yönetilmesi ve sınav sorularının bazı çevrelere servis edildiğine olan güçlü inanca dayanmaktadır. Sınav sonuçlarının şaibesiz olduğuna kimse inanmamaktadır. Bu çok net. ÖSYM Başkanı sınavlarda yaşanan onca şaibeye karşın, istifa etmedi. Tartışmalı bir isim niye istifa etmez ya da görevden alınmaz? Demek ki, atayanların istediği şekilde hizmet sunmaya devam etmektedir. Reşit olmamış çocukların uğradığını düşündüğü haksızlıklar devam ettikçe bu ülkenin geleceğinden güzel şeyler beklemek olanaklı değildir.''