MEB KAN KAYBEDİYOR

 

Milli Eğitim Bakanlığı e - okul sistemini ayakta tutan perde arkasında ki kahramanlar tek tek görevlerinden ayrılıyor. MEB bu öğretmenlerin mesailerine göz dikip keserken dışardan hizmet alım yoluyla aldıkları elamanlara fahiş ücretler ödüyor. MEB'den istifa eden bir ziyaretçimizin gönderdiği maili yorumsuz yayınlıyoruz. 

 

 

 Milli Eğitim Bakanlığı Bilgi İşlem Grup Başkanlığında  Özel Öğretim Kurumları Modülü, Özürlü  Birey Modülü, RAM Modülü, Lojman Tahsis Modülü, e-Yatırım  modülü gibi büyük ve başarılı projelere imzalarını atan Bayram TARAN ve Mehmet Emin Günaydın 18.04.2013 tarihi ile görevlerinden ayrılmıştır. Yaklaşık üç ay önce de Ertaç ÖZENÇ ve Rakibe ÖZENÇ isimli personeller yazılım şubesinden ayrılmışlardı. Milli Eğitim Bakanlığı ağ yapısını oluşturan  ve bilgi işlem network bölümün beyni durumunda olan Mustafa BAHADIR, Taner YILMAZ, Feridun BADUR ve Nazlıgül TORUN da Milli Eğitim Bakanlığı Bilgi İşlem Grup Başkanlığıyla yollarını ayırmıştı. 

 

 

Bakanlığın beyni durumunda olan bu birimin yetişmiş ve tecrübeli personellerini kaybetmesi sadece Bilgi İşlem Grup Başkanlığını değil tüm Milli Eğitim Bakanlığını etkilemektedir. Milli Eğitim Bakanlığı bu personellere çok büyük yatırımlar yaparak eğitimler vermiştir.  Gelinen nokta da bu personellerin birer birer kayıp edilmesi Milli Eğitim Bakanlığına kan kaybettirmektedir.  Yapılan yanlış uygulamalardan dolayı bu personellerin mesaileri kesilmiş, kadro değişimi yapılarak teknik hizmet tazminatları kaybedilmiş, bunun yanında ise yüksek maaşlı sözleşmeli bilişim personelleri görevlendirilerek bu insanların yanında göreve başlatılmıştır. Bir tarafta özveri ve yılların emeği hiçe sayılmış, diğer tarafta ise yüksek ücretlerle göreve başlatılan personellerle aynı safta çalışmaları istenmiştir.  Bu durum personellere huzursuzluğa sebep olmuş ve iş barışı bozulmuştur. Yaşanan huzursuzluk tüm bakanlık birimlerinde hissedilmektedir.  Bugün itibariyle görevden ayrılan personelin arkadaşlarına mail olarak gönderdiği veda mesajı aşağıdaki gibidir.  

2006 yılından itibaren devam ettirmiş olduğum MEB Bilgi İşlemdeki görevimden bugün itibariyle ayrılıyorum. 

 

Öncelikli ve en önemli sebep olarak onurlu bir insan olmanın gereği olarak ayrılıyorum. Çünkü onurlu insan hak yemeyen hakkını yitirmeyen insandır. 

 

Aileme daha fazla vakit ayırmak istediğim için ayrılıyorum. Yaklaşık 7 senedir mesai kavramı gözetmeden uğraştığım projelerin başarıya ulaşması için var gücümle çalıştım.  Bu çalışmalarda başarıya ulaştığımız inancını taşıyorum.  Türkiye’nin hangi iline giderseniz gidin, İzmir den Ağrıya Sinop tan Aydına kadar, projelerle ilgilenen MEB personelinin düşüncelerinden bu başarıyı rahatlıkla anlarsınız. Çalışmaların tamamını taşradan kopmadan onların düşüncelerini ön planda tutarak yürüttüm. Her türlü sorunlarına bıkmadan usanmadan çözüm üretmeye çalıştım.  Merkez ve Taşra teşkilatı için birçok ilde eğitimler verdim.  Zaman zaman işi eve taşımak zorunda kaldım.  Belki de farkında olmadan yaşadığım stresi aileme yansıttım, onlara olması gerekenden çok daha az vakit ayırdım. Ailemden çaldığım zamanı ve onlara istemeden olsa verdiğim sıkıntıları telafi etmek için ayrılıyorum.

 

Verilen sözlerin yerine getirilmemesi, söylenen yalanlar sebebiyle ayrılıyorum. Kimi gelen yönetici bizi gizli kahraman olarak tanımladı, kimisi işin mutfağında çalışan aşçılar olarak, kimisi büyük resmi göstermek istediğini söyledi, kimisi bizi prens yapmaya çalıştığını. Ancak verilen sözlerin hiçbiri tutulmadı.

Ben değil biz olmanın gereği olarak ayrılıyorum. Ayrılışımın Bilgi İşlemde çalışan diğer arkadaşlarımın sorunlarına çözüm bulması arzusuyla ayrılıyorum.

 

Kızgınlığım ve kırgınlıklarımdan dolayı ayrılıyorum. Haksızlık karşısında korkak veya çekingen insanlar sessiz kalır. Ne de olsa hak yerini bulur diyerek sessiz kalmadım. Çünkü hakkın yerini bulacağına en ufak şüphem yok. Ama sen kendini savunacaksın ki hak yerini bulsun. Senin için havadan çözüm üretecek kimsenin olduğunu zannetmiyorum.

 

Mutlu Olmadığım İçin Ayrılıyorum.  Artık ayaklarımın geri geri gitmeye başladığını hissediyorum. Bir söz vardır ya bu deveyi güdeceksin ya bu diyardan gideceksin derler. Ben bu deveyi artık güdemeyeğimi her geçen gün daha iyi anlıyorum. Geriye benim için tek seçenek kalıyor o da bu diyardan gitmek.

Gideceğim okulda daha az kazanç elde edeceğim halde ayrılıyorum. Arkamdan para için gitti denmemesi için bunu vurguluyorum.  Kazanç olarak gideceğim okulda daha az kazanacağım. Ama kafa yorgunluğumun daha az olacağını düşünüyorum. 

 

Çok değerli çalışma arkadaşlarım; 

 

Giderken birçok üzüntüyle ayrılıyorum. Üzüntümün sebebi benim için çok değerli sizlerden ayrılacak olmam. İyi günde kötü günde çok şey paylaştık. Beraber üzüldük, beraber sevindik, beraber emek verdik. En çok yaşayacağım özlem siz değerli arkadaşlarım olacaktır. Benden yana hakkınız varsa ben herkese hakkımı helal ediyorum. Eğer ki istemeden de olsa kırdığımız üzdüğümüz kişiler olmuşsa haklarını helal etmelerini istiyorum. Hangi heyecan ve duygularla işimizi yaptıysak bugün de aynı heyecan ve duygularla başım dik, gönlüm rahat ve huzur içerisinde sizlere veda ediyor ve dünyanın en kutsal mesleklerinden olan öğretmenlik mesleğime ve sevgili öğrencilerime tekrar geri dönüş yapıyorum. Bundan sonraki çalışmalarınızda sizlere başarılar diliyorum.

 

 

KAMUDANHABER.COM